-58- Sen beni öldürdün baba

105K 4.6K 928
                                    

Medya: Bukre gif.  

Gülme sesleri duydum sonra da "Seni yaradana kurban be hatun" dedi.

Ah ben seni kızmak için aramıştım ama şimdi ne durumdaydım.

Ah...

Seni yaradana kurban be herif!

Hemen ciddiliğimi toplayıp "Poyraz bak benim sinirimi bozma! Ne bu rahatlık ya?!" diye bağırdım.

"Ya asıl sen kendine gel. Neden sen Egeyi düşünüyorsun?" Yemin ederim bu çocuk beni kahırdan öldürecek.

"Poyraz! Kendine gel" diye uyardım onu.

"Gelemiyorum lan! Konu sen ve başka bir erkek olunca gelemiyorum! Sorunluyum işte kızım ben"

"Evet sorunlusun Poyraz!" Kafadan hem de. Benim gibi bir iki tahtası eksik. "Bu yüzden seviyorum ya seni zaten. İkimizin de bir deli raporu eksik" Konuşmadı. Hiçbir şey demeyip sessiz durmayı tercih etti. Nefes alışverişlerini dinledim birkaç dakika. Ah nefes alışverişleri bile seksiydi sevgilimin. En sonunda artık kontörüm gidiyor deyip ben konuştum. "Neden benden kaçıyorsun?"

"Senden kaçmıyorum"

"Kaçıyorsun!"

Ses tonumu biraz fazla yükseltmiş olmalıydım ki "Bak bana ses tonunu yükseltme, senin karşında Ege durmuyor. Kiminle muhatap olduğuna dikkat et!" dedi. İlk kez benimle böyle tehlikeli ve sinirli konuşuyordu. Şaşkınlığımı üzerimden atıp "Seninde karşında babanın kızı yok benimle düzgün konuş" dedim.

"Seninle kavga etmek istemiyorum" dedi yumuşak ses tonuyla.

"Etmeyelim o halde!" dedim ve telefonu yüzüne kapadım. Ulan sanki ölmüşümde tabutumu yere düşürmüşler gibi, ne biçim hayat bu ya!

Aryadan

Göğsümde uyuyan Sinan'ın saçlarıyla oynarken bir yandan da ne kadar yakışıklı olduğunu düşünüyordum. Çok yakışıklıydı. Tehlikeli bir tipi vardı ve bu onu daha da çekici kılıyordu. Normal de kıçıyla gülen şans aşk konusunda ilk kez adam akıllı güldü. Nazar değdireceğim sevgilime ya!

Yüzüne sayısız öpücükler bırakırken "Hadi uyan sevdiğim" dedim.

"Uyanmak için, dünyayı kurtarmak dışında hiçbir sebebi kabullenmiyorum" deyince gözlerimi devirdim. Yok yok şans bana harbiden kıçıyla gülüyor.

Kafasını göğsümden ittirip "Ay hadi kalk be! Yapıştın bana koala gibi. Terledim yeminlen!" deyince gözlerini açıp beni birden tuttu ve altına aldı.

"Sen bana nasıl koala dersin hatun?" dedi ve birden çıplak omzumu ısırdı. Acıdı...

Sonra birden boynuma yöneldi ve "Beni uyandırmanın cezasını çekeceksin" dedi. Boynumu sömürürken ağzımdan çıkan soruya engel olamadım.

"Biraz hızlı gitmiyor muyuz?"

Kafasını boynumdan göğüslerime doğru yönlendirirken "Gidiyoruz" dediğini duydum.

Bukreden

Kendi evime geçip üstümü değiştirdim o ara eve Aslıda geldi. Üstüme dolaptan çıkardığım siyah skinny Jean ve boğazlı gri kazağımı giydim. Odamdan çıkıp Aslının odasına girdim. O da üzerini giyinmişti. "Aslı senin beyaz bir hırkan vardı, giyebilir miyim?"

Dolabından çıkarıp "Al bir tanem" dedi. Hırkayı üzerime geçince bileğimde olan tokayla saçımı topladım. Kendi odama geçip kendime bir çanta hazırladım. Yeniden odadan çıkınca Aslıda çıkıyordu. Üzerime montumu giyip ayakkabılıktan botlarımı aldım. Evden çıkınca arabaya bindik. Kısa bir araba yolculuğundan sonra hastaneye geldik. Direk yoğun bakıma gittik. Camın ardından ona baktık. Doktor onunla ilgileniyordu. "Dünden bir farkı yok gibi" diyen Aslıya baktım.

Kod Adı: Bay Sapık [Wattys2016 Kazananı]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora