15|| Habibi

44.9K 1.7K 503
                                    

Yüce tanrım!

Kalbimin gürültüsü öyle bir duyuluyordu ki heyecandan bayılabilirdim. Marino'nun delici bakışları göğsümün daha fazla gürültülü bir şekilde inip kalkmasına neden oluyordu. Aramızdaki bu çekim cinsellik falan değildi, bambaşka bir şeydi.

"Tanrım kızıl, aklımı yitireceğim.." işte bu onun beni öpmeden önceki son cümlesi olmuştu. Nedendir bilmem ama otoriter ses tonunun yarattığı heyecan dalgasıyla gözlerim kapandı. Artık kokusunu çok ama çok daha yakından hissediyordum.

Baş döndürücü ve nefes kesiciydi..

Bedeninden yayılan o garip sıcaklık kalbimin daha da hızlı atmasına neden oluyordu. Nasırlı parmak uçlarını önce boynuma değdirip oradan da yanaklarıma doğru tüy gibi gezdirirken göğsüm hafifçe yukarı doğru kalkmış, bedenimdeki tüm tüyler diken diken olmuştu. Hızlı hızlı soluyarak, kuruyan dudaklarımı yaladım. Gözlerim kapalı olsa da duyuyordum onunda hızlanan nefesini..

Kısa bir bekleyişin ardından dudaklarından bir nida döküldü ve sıcak dolgun dudakları artık dudaklarımı keşfediyordu. Dudaklarının yumuşaklığı ve şefkatinden resmen içim titremişti. Hissettiğim yoğun duyguyla dudaklarım aralanırken dili ağzıma daldı ve uzun, acelesiz darbelerle tadıma baktı.

İki yanımda öylece duran ellerim usulca kalkarak çıplak göğsüne oradan da ensesine ulaşmıştı. İnce ipeksi tutamları tutup hafifçe çekiştirirken istemsizce onu kendime daha çok çekmiştim. Ve bunu yaparken tüm duygularımın hepsi içten geliyordu.

Bu hareketime homurdandı, beni daha derin öpmeye başladı. Artık nefesim ciğerlerime yetmiyor ve hava almak istiyordum. Bedenimde ki tüm oksijeni bu adam öyle bir çekip almıştı ki tüm hücrelerim artık onun bana bahşedeceği milimlik havadaydı.

Elleri başımın arkası ve bel boşluğumla temas ederken usta bir hareketle geriye düşmüştük. Dili seksi hareketlerle dilimi okşuyordu.

Bedenlerimiz birbirine yapışmıştı ve üzerimdeki ince askılıdan onun bedenini hissediyordum. Kalbi resmen göğsümün üzerinde gümbürdüyordu. Bu öyle bir depremdi ki, saç telimden ayakucuma kadar beni titretmişti.

Sol kolunu yatağa yaslayıp bedeninin ağırlığını daha fazla bana bırakmamak için desteklerken sağ eli dizimin arkasını kavradı ve sert, sahiplenici bir hamleyle baldırım boyunca yukarı kaydı. Saçındaki elim koluna giderken hissettiğim yaralar ile beynimde şimşekler çaktı. Sol kolunun üzerine ağırlığını vermişti canı acıyacaktı. Başımı geri çekmeme izin vermeyerek ağırlığını biraz üzerime bıraktığında elimi ensesinde ki saçlarına daldırarak hızla geri çektim. Dudaklarımız birbirinden ayrılırken bundan hiç hoşlanmamıştı. İkimizde öyle derin nefesler alıyorduk ki, sert soluğunu yüzümde hissediyordum.

"Ma—Marino, kolun acıyacak.."

"Teninden yükselen bu koku ne? Lavanta? Tarçın? Sümbül mü yoksa?" gözlerinde ki ifade kalbimde şimşeklenmeye neden olmuştu. Midemde kelebekler uçuşuyor, tenim dokunuşuyla alev alıyordu. Burnunu boynuma getirip ucunu tenime hafifçe sürterken huylanmıştım ve omzum bu hareketiyle yüzüne doğu yükselmişti.

"Eroin kullanmış kadar bulanık hissediyorum." Bu sözüyle dudaklarımda bir tebessüm oluştu. Saniyeler içinde gözlerini gözlerime perçinlemişken tuhaftı ama geleceğimi görmüştüm. Ve geleceğim bu adamın ellerindeydi. Nedensizce aklıma Sezen Aksu'nun bir şarkısı gelmişti. Şarkı da 'Efsane kadın kimdi aşkın?' diyordu.

Benim aşkım bu adamdı, hayatı kapkara olan bu adam! Marino Mancini!

Kahverengi gözleri siyah gözbebeklerinin esiri olmuştu. Yanağını usulca okşadığımda dudaklarım titremişti ve benden bağımsız bir şekilde kelimeler dökülmüştü.

Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1|Where stories live. Discover now