Final || Part 3

24.4K 907 111
                                    

Meryem'le bakışlarımız birbirine değerken hafif bir tebessüm etmiştim. Yakalanmışlığın verdiği utançla yanaklarım kızarırken bakışlarımı usulca ondan kaçırdım fakat bana hala baktığını hissediyordum. İçim ürperirken Liliana sırtımı sıvazladı.

"Çok garip."

"Garip olan nedir?" fısıltıyla konuştuğumda müzikten dolayı beni anlamamıştı. Eğilip bir daha söylememi istediğinde ona ters ters baktım.

"Garip olan şu aslında onu ilk gördüğümde hissettim. Tuhaf bir şey var onda.."

"Liliana uzatmayarak söylesen?"

"Bu kadın cadı" Kaşlarım ilk önce yukarı kalktı ardından dudaklarımı birbirine bastırdım ama kendimi tutamayarak kahkahamı havaya bıraktım.

"Abin gerçekten haklı, normal değilsin. Cadı olduğunu kadının yüzüne baktın ve anladın değil mi?"

"Hayır, tabi ki Burçak! Dövmelerinden birisini gördüm." O sırada karnıma bir tekme yerken homurdandım.

"Bak Eva bile sıkıldı."

"Dövmelerinden birisinde 'Medea' yazıyor. Bu Yunan mitolojinde geçiyor, gerçi ben bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Yani doğru olmayan mitoloji değil Burçak, büyücüler çok iyi tarot bakar. Ayrıca otlarla arası da çok iyidir."

"Otlar mı?"

"Evet büyü yapmak için.." yutkunduğumda omzumu sıktı.

"Sende bir şeyler hissetti. Bu yüzden bakıyor, Burçak geliyor." Kalbim korku ile çarparken yanımıza gelerek masanın üzerinden bir kadeh içki aldı. Derin bir nefes bırakıp Lilanaya ters ters baktım ama sanırım boşa bakmıştım.

"Bir şey mi oldu?"

"Hayır."

"Sende nedense keder hissettim, biraz da üzüntü.." yutkunduğumda Liliana ayağı ile beni hafifçe dürttü.

"Yorgunluktandır, ufaklık beni epeyce yoruyor." Hafif bir tebessüm etti, ardından da yanıma oturarak elini karnıma koydu. Elini karnıma koyduğu an bedenimde tuhaf bir enerji hissettim. Sanki bir dalgalanma olmuştu, kalbim çarptı ve yerimde kıpırdandım. Bakışlarım sol üst kolunun iç kısmına kayarken Liliananın dediği dövmeyi görmüştüm. Buna pek bir anlam yüklemedim çünkü anlattığı şeyi bilmiyordum.

Bakışlarım tekrar Meryem'le kesiştiğinde bana elini uzattı. Tutmam gerektiğini de söylerken ağlamam an meselesiydi fakat ben ağlamayarak elimi ona uzattım. Sıcacık elini hissettiğimde içimdeki kederin geçtiğini hissetmiştim, daha farklıydı. Sanki ölü olan bütün çiçekler gitmiş ve yerine rengârenk bir sürü çiçek açmıştı. İçimin umutla dolduğunu hissettim ve dudaklarımdan şaşkınlıkla cümleler döküldü.

"Bu nasıl oluyor?" tebessüm etti ve elimi usulca bıraktı.

"Enerji yoluyla tabii ki.. Meditasyon ve yogayla uğraştım, bir de beden şifalandırması" dediğinde Liliana hemen atladı.

"Tarotta bakıyorsun değil mi?" gözleri hafifçe kısıldı.

"Evet."

"Hatta otlarla da bayağı yakın." Doriano lafın ortasına usulca girerken yutkunarak Lilianaya baktım.

"Tabii daha tarot bakmasına pek şahit olmadım fakat kartlarını elinde büyük bir özveri ile tutuyor." Meryem'e sataşırken o oturduğu yerden büyük bir özgüvenle kalktı. Doriaonoya bakmadan giderken dudaklarımı birbirine bastırdım. O da peşinden giderken Liliana eğildi ve beni dürttü.

"Dorianoyu duydun değil mi? Kesin Büyücü!" bunun üstüne bir şey demedim çünkü Marino geliyordu ve bunun azarını çekmek istemiyordum.

--

Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1|Where stories live. Discover now