33 || Kor

18.5K 973 194
                                    

350 oy ve 350 de yorum (: 

'Güvenmek senin salaklığın olabilir ama güvenini kırmak karşısındakinin karaktersizliğidir.' Der Bukowski ve ekler: 'Güvensiz kalplerimizi karaktersiz insanlara borçluyuz." Gözlerimi kırptım ve karşımdaki tabloya baktım. Garipti, bir resim sergisinde böyle bir yazının olmasına şaşırmıştım. Aslında kapıdan girer girmez şaşırmıştım, çünkü her tablonun altında sözler yazıyordu. Bu yazının tablosu ise anlamsız renkler bütünlüğünü oluşturuyordu. Resmin bir tarafı tamamen renkli, boyayı gelişigüzel ve karışık atmışlardı, bir tarafı ise simsiyahtı. Bu beni ürkütürken eğilerek siyah kısma baktım. O siyahlığın içinde minik bir kırmızı renk vardı. Bu o kadar minikti ki göz problemi yaşayan insanlar asla fark etmezdi, varla yok arası gibiydi.

"Fark ettiniz?" dudaklarımdan korku nidası dökülürken yanımdaki orta yaşlı adam -sergininde sahibi- tebessüm etti.

"Pardon, sizi korkutmak istemedim."

"Önemli değil."

"Anladığım kadarıyla detaylara önem veriyorsunuz. Sizin gibi bu detayı fark eden çok fazla kişi olmadı diyebilirim, hatta iki elin parmaklarını geçmez." Kaşlarım havalandı, aslında pek şaşırmamıştım.

"Mimarlık öğrencisiyim, detayları severim." Adam sessiz kaldığında parmağımı resmin altında ki söze doğrulttum ardından da ona doğru döndüm.

"Neden her bir resmin altında bir söz yazıyor? Çok garip, ilk defa böyle bir şey gördüm." Yandaki tabloya doğru yürüdüğünde bende peşinden birkaç adım attım. Gözüme yeni bir söz ilişirken yanımızdan bir çift geçip benim saniyeler önce incelediğim resmi incelemeye başladı.

"Renkler ve Anlamlar." Dedi ve konuşmasına devam etti. "Hepimiz lağım çukurundayız ama bazılarımız yıldızlara bakıyoruz." Oscar Wilde'nin bir sözünü okuyup tabloyu gösterdi.

"Her bir rengin ismi varsa neden bunlar anlamlı sözlerle daha fazla hayat bulmasın?" bu tablo ise simsiyahtı üzerine minik minik beyaz noktalar yapılmıştı. Uzaktan bakıldığında uçsuz bucaksız yıldızlara süslenmiş gökyüzü gibiydi.

"Değişikmiş, etkilendim." Adam yanımdan uzaklaşmak istediğinde sergi için tebrik ettim. Bu tebrik karşısında teşekkür edip yanımdan uzaklaştığında bende küçük adımlarla diğer resimleri inceledim ve en dipteki üçgen tabloya baktım. Baktığım an bütün tüylerim ürperdi, bu öyle bir tabloydu ki buraya serginin en ücra köşesine atılmasının bir nedeni vardı. İsmi Lanetti, altında yazan sözü ise; 'Benden önce her şey sonsuzdu; sonsuza dek süreceğim bende. İçeri girenler, dışarıda bırakın her umudu.' Bakışlarım sözden sonra tekrar tabloya döndü. Eser üçgen bir tuvalin üzerine yapılmıştı, alt kısmında parça parça taşlar çizilmiş ve bu taşların arası kırmızı lavlara boyanmıştı. Tuvalin tam ortasından aşağı bir yılan iniyordu, lavlara az bir mesafe kala da çizimi bitmişti. Lava ulaşmasına adımlar vardı ama en garibi yılanın sağında kırmızı bir kanat, solunda ise beyaz bir kanat çizilmişti. Bu yılan için bir seçimdi ya kırmızı seçerek yanacak ya da beyazı seçerek sözde bahsedilen umuda geri dönecekti. Çünkü cehennem içeri girenlerin dışarıda umudunu bırakması gerektiği yerdi. Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Hissediyordum arkamdaydı, kokusu ise burnuma geliyordu.

"İlahi Komedya, Dante. Okumanı tavsiye ederim." Sesi iki hafta gibi bir süre aralığında yeniden kulaklarıma dolduğunda gözlerim kısa bir anlığına kapandı.

"Özellikle orijinalini." Bunu ona cevap vermem için söylüyordu. Kitabın orijinali İtalyancaydı ve dili bilmediğimi biliyordu. Cevap vermeden tabloya bakmaya devam ettim. Bu tablo benim için bir uyarıydı. O hayatıma girerse yanacaktım, girmezse yanmaktan geri dönecektim. Derin bir nefes aldım, ondan uzaklaşmak için bir adım attığımda benimle aynı anda adım attığını biliyordum. Çünkü onu hissediyordum, görmesem bile nefes alışını anımsıyordum, adım attığını hissediyordum. Ellerimle çantanın ipini sıkıca tuttum ve sağa dönmek için hamle yaptığımda önüme geçti, gözlerimiz buluştuğunda kahverengi gözlerini görmemle içim titredi.

Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1|Where stories live. Discover now