3|| Rüya!

76.3K 2.2K 92
                                    

Keyifli okumalar (:

Bir insanın bedeni ne zaman üşürdü? Karlı bir havada kaldığında mı yoksa üzerinde kuru bir yer kalmayıncaya kadar ıslanınca mı?

Sanırım Burçak için bunların hiç birisi geçerli değildi.

Karşısındaki adam ona öylece bakarken tüm bedeni kızıl saçları gibi kızarmıştı. Gözlerini birkaç kez kırpıştırıp bedenini hareket ettirebildiğinde yatağın üzerindeki kıyafetini almış ve üzerine örtmüştü.

Adamın kaşları bu hareketi ile şaşkınlıkla havaya kalkarken dudaklarını ıslatıp mırıldandı.

"Sende kimsin?" fakat adam bir cevap vermemişti. Onun yerine yavaş ve nefes kesici adımlarla ona doğru yürüyordu.

"Sei Mozzafiato!" kızın kaşları bu iki kelime ile çatılırken adamın dudakları tekrardan aralandı.

"Bel Rosso!" adamın fısıltısı kulaklarına ulaştığında kalbi korkudan çıkacak gibi atıyordu. Adam İtalyan'dı ve bu adam onun odasında ne arıyordu?

"Neden buradasın?" bilmediği bir dilden İngilizceye dönen narin ses adımın kasıklarına hiçte iyi gelmiyordu. Hele ki bedeninden gelen o parfüm kokusu vücudunu daha da beter yapmıştı. Cevap vermeden birkaç santim dibinde durduğunda Burçak geriye gitmeye çalışmıştı fakat arkasındaki komodin maalesef buna izin vermemişti. Sanki o komodin bu adamın dibine girmesinden kaçmaması için oraya koyulmuş gibiydi. Ürkekçe elbiseyi üzerine daha da bastırırken adamın sağ eli önce ince boynuna dokundu ardından da yumuşak saçlarında gezindi. Bedeni bu temasla alev alırken adamın kahverengi gözlerinden parıltı geçmişti.

Ve bu parıltılar tehlikeliydi.

"Odamdan git." yeşil gözler gözlerinin içerisine korku ile bakarken geri çekilmeyerek genç kızın gözlerine meydan okuyarak bakmaya devam etti. Odada sadece birinin korkudan hızlanan nefesi diğerinin ise bedeninin de hissettiği tutkunu ateşi vardı.

Ya yanacaklar ya da kaybolacaklardı!

Adam kızın bu tutumuna güldüğünde Burçağın kalbi korkudan fırlayıp adamın göğsüne yapışacaktı neredeyse. Aldığı nefesler yetmiyor daha fazlasını almak için derin derin soluyordu. Bu odada ki oksijen ona tam anlamıyla yetmiyordu.

"Bak--" adamın artık ifade bulundurmayan yüzüne öylece bakarken korkudan kuruyan dudaklarını hafif bir şekilde nemlendirdi.

"Buraya nasıl geldin bilmiyorum ama—" derin bir nefes alıp etrafı gösterdi.

"Burası benim odam!" genç kızın bozguna uğramış yüzünü gören adamın dudaklarında hafif bir tebessüm oldu. Kaşlarını çatıp etrafına şöyle bir bakındığında adamın haklı olduğuna kanaat getirdi.

İlerideki pencerenin önünde küçük bir koltuk ve koltuğun üzerinde birkaç parça erkek kıyafeti vardı. Ayrıca yan tarafında bulunan sehpahada birkaç viski bardağı ve sigara paketi bulunuyordu.

Peki ya odada ki koku?

İlk geldiğinde kat görevlisinin parfüm bu kadar sıktığını düşünmüştü!

Kesinlikle geri zekâlıydı!

Yok, yok bu az kalırdı. Kesinlikle süzme salaktı.

"Ben—" utançtan kaybettiği sesini ararken adamın kaşları bir cevap beklercesine havaya kalktı.

"Aşağısı kalabalıktı. Sanırım o sırada karışmış, kusura bakma" Kızın bu mahcup sesi adamın aklında hiç iyi düşünceler uyandırmıyordu. Çünkü bu kız çok masumdu ve cümleleri bir araya getirirken seksiliğini değil masumluğunu konuşturuyordu.

Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1|Where stories live. Discover now