31 || 1 Ocak

17K 959 394
                                    

Bir yalanla başlayan her şey bir hayal kırıklığı ile biter..

Bugün bir ocaktı, yeni bir yılın ilk günüydü. Ben bu sene için hayatımın en güzel günlerinin geçmesini dilemiştim. Aşkı bulmuştum, mutluydum ve bunun bozulmasını istemiyordum. Kalbim bu kadar mutluyken kötü bir gün yaşamamayı diliyordum. Derin bir nefes aldığımda dün yaşadığımız olay aklımda canlanmıştı. Korkmuştum, ölebilirdim. O adam silahın tetiğini çekebilir ve bu yaşamdan alıp götürebilirdi. Bedenim titrediğinde Marino enseme hafif bir öpücük bıraktı. Saat daha çok erkendi, muhtemelen uyandığımı anlamış ve o da uyanmıştı. Uyumayı pek seven birisi değildi, bazı geceler onun sayesinde bende uyanıyordum.

"Saat kaç?"

"06.30" kolunu karnıma sararak sırtımı göğsüne yasladığında cama çarpan ses ile kaşlarım çatıldı ve arkamı döndüm.

"İnanamıyorum! Kar yağıyor, İzmir'e kar yağıyor!" yataktan fırlayıp çarşafı da bedenime sarıp pencerenin önüne gittim. Sanki kardan bir kürenin içindeydim.

"Kızıl bunda ne var?" Marino yaşlılar gibi yine homurdanırken söylendim.

"İzmir'e kar yağmaz, bunu daha önce söylememiş miydim?" kafasını yastığa tekrar koydu ve yeniden homurdandı. Bu onun hatırladığını gösteriyordu.

"Üzerimi değiştirip aşağı inmek istiyorum." Yere savrulan kıyafetlerimi bulup giydiğimde Marino da üzerindeki çarşafı savurtarak hafifçe doğruldu. Dirseklerini yatağa yaslayıp onlardan güç alırken bakmadan edememiştim.

"Hava soğuk kızıl! Gün bile ağarmadı."

"Kar varsa gece üçte bile çıkarım." Dudaklarında hafif bir kıpırtı olurken bu halime gülüyordu. Fakat onu umursamayarak odadan karanlık koridora çıktım. Normalde kapalı olmayan ışıklar şimdi kapalıydı. Duvara tutunarak ilerlerken büyük saksıya kaç adım var aklımdan hesaplamaya çalışıyordum. Ona çarparsam kesinlikle dalga konusu olurdum. Birkaç daha adım attığım attığımda elime çarpan yaprakla daha dikkatli geçtim ve adımlarımı hızlandırdım. Merdivenin ne kadar uzakta olduğu kafamda canlanmıştı. Adımlarımı hızlandırdığımda kafamda yaptığım hesap çarşıya uymamıştı. Saniyeler içinde çığlığım evin içinde yankılanırken çığlığımdan on saniye sonra Liliananın kapısını açıp bağırmasını duydum.

"Sabah seksi mi? Yeter artık!" buna gülememiştim. On basamak kadar yuvarlanmış ve durmuştum. Neyse ki salona inen merdivenler için biraz düz gitmek gerekiyordu.

"Burçak?" Marino'nun sesi koridordan gelirken ışıklarda açılmıştı. Kıçımın üzerine oturmuş bakınırken onu görmüştüm.

"İyiyim bir şeyim yok." Elim alnımda dizlerimde bükmüş öylece duruyordum.

"Kızıl."

"Of ayağım burkuldu." Hızla merdivenleri inip ayak bileğimi tuttu.

"O değil, diğeri." Liliananın ayak seslerini de duyduğumda sol ayağıma hafifçe dokundu.

"Biraz acıyor." Lilianayı merdivenin başında gördüğümde ayağımın zonklamasına inat gülmüştüm. Hali çok komikti, göz bandı korsanlar gibi sadece tek bir gözünü kapatıyordu. Uzun saçlarını başının tam üzerine gelişigüzel topuz yapmıştı. Üzerindeki pijamanın bir bacağı uzun diğer bacağı ise dizinden yukarı doğru sıyrılmıştı.

"Sabah sabah nereye? Şeyler bokunu yemeden."

"Kargalar." Diyerek düzelttiğimde İzel ve Liliananın arkadaşlığına bir ara son vermeyi aklıma not etim.

Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1|Where stories live. Discover now