23|| Çürük Kalp

27K 1.2K 283
                                    

Ve ReynaRavalado söz verdiğim gibi bu bölümü sana ithaf ediyorum (:

Marino

Tanrının beni sevmediğine bir kez daha emin olmuştum. Emin olmuştum çünkü kucağımda bir ölüden farksız yatan bu kadınla beni cezalandırıyordu. Gökyüzündeki dolunay bu gece öyle bir parlıyordu ki belki de onun ruhunun ışık içinde kalmasını istiyordu.

Bu kadın öyle bir kadındı ki bedeninin ışığı asla sönmemeliydi. Tanrıda bunu istiyor olmalıydı ki yıllar boyunca gördüğüm en parlak dolunayı bu gece gökyüzüne asmıştı. Gözlerimi yukarı doğru çevirdim ve dolunaya baktım ışıl ışıldı, tıpkı Burçak'ın yeşil gözleri gibi parlıyordu.

Başı göğsümde, kollarım bedeninde sarılı bir vaziyette bir bilinmezliğe gidiyorduk. Gidiyorduk çünkü kollarım buz tutmuştu.

"Bedeni çok soğuk.." Liliananın sesini duyduğum an daldığım o düşüncelerden sıyrıldım. Mavi gözlerine bakmadım çünkü o soğukluğu hissediyordum, hem de her bir hücremde!

"Marco" dedi Liliana ve titrek bir sesle devam etti. "Arabayı neden daha hızlı sürmüyorsun?"

Kollarımın arasındaki beden hareketsiz bir şekilde öylece yapıyordu. Kızıl saçları kollarımdan aşağı dökülüyordu. Yumuşacık tutamlarına usulca dokundum. Parmak uçlarımı soluk yüzünde gezdirdim ve ardından eğilerek burnumu alnının biraz üstüne yasladım.

"Sen bu dünyaya bana cehennemi yaşatmaya gelmişsin. Cehennemde zaten yaşayacaktım, bu dünyada bıraksaydın kızıl.."

"Ölecek değil mi?"

"Hayır." Liliana dudaklarını ısırdığında özel hastahanenin kapısına gelmiştik. Araba durduğu an bedeni bir ölüden farksız kadını bırakmayarak arabadan dikkatli bir şekilde indim. İndiğim an kolu usulca yan taraftan aşağı sallanmıştı. Liliana içeri koşup hızlı hızlı bir şeyler söylerken konuşulan şeyleri duymuyordum. Kulaklarımın içinde büyük bir uğultu ve baskı vardı. 

Kollarımdaki kadın öylece sedyeye uzandı, kızıl saçları sedyeden aşağı döküldüğünde Liliana peşinden gitmişti. Ben ise uzun zaman sonra ilk defa bu duyguları yaşıyordum ve bedenim pelte gibiydi.

"Bay Mancini yürümelisiniz." Marco'nun sesi ile birlikte hareket etmediğimi o an fark ettim ve onunla tanıştığım günden beri yapmadığı bir şeyi yaparak kolumdan hareket etmem için ittirdi.

Kızmadım, sadece öne doğru hareket ettim. O da onun sayesinde!

Bir adım daha attım, daha sonra bir tane daha ve sürgülü kapıdan içeri girdim. Adım atma döngüm onun olduğu odanın önüne kadar devam etti. Odanın önünde durdum, kahverengi kapıya baktım ve hemen ardından da koridorda göz gezdirdim. Birkaç adım ötemde bir saat ve o saatten dökülen tik tak sesleri..

Bu saati buraya neden asmışlardı ki? Kapının önünde bekleyen kişi delirsin diye mi yoksa yakını ile arasında saatlerin, dakikaların ya da saniyelerin olduğunu unutmaması için mi asılmıştı? Dudaklarımda hoşnutsuz bir kıpırdanma oldu. Sanırım benim için kızılla aramdaki saniyelerin önemini hatırlatıyordu.

Liliananın hıçkırıklarıyla gözlerim bir anlığına kapanıp açıldı. Mavi gözlerini sildi sonra gözlerimin içine baktı sonrasında da hızla atılarak sarıldı ve daha da hıçkırdı. Burçak'ı benden daha fazla sevdiğini biliyordum. O benim abiliğimdense onun ablalığını isterdi. Lilianayla çıkar sağlamadan tek dost olan kişi oydu, her ne kadar bütün sinirlerimi bozsalar da eğlendikleri, beni öldürme noktasına getirdikleri birçok anıları vardı. Ve hiç birisinde Burçak ondan çıkar sağlamamıştı.

Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1|Where stories live. Discover now