25|| Vatikan'ın Kalbi

25K 1.1K 319
                                    

Temmuz 2015 İtalya, Roma/Vatikan

İtalya öyle güzel bir ülkeydi ki hayran kalmamak elde değildi. Marino'nun özel jeti İtalya toraklarına indiği an kalbim heyecanla çarpmıştı. Havaalanından rezidansına geldiğimiz yol süresince de küçük bir çocuk gibi cama yapışarak etrafa bakınmıştım bu da bana Marino'dan güçlü bir kahkaha kazandırmıştı.

Fakat dediğim gibi bu ülkeye hayran kalmamak elde değildi.

Şimdi ise onun çatı katındaki büyük rezidansındaydım. Artık temmuz ayındaydık ve havalar o kadar sıcaktı ki bayılabilirdim. Bugün hava 30 dereceydi ve dışarı çıktığım an kesinlikle erirdim.

"Kesinlikle saçlarımı kestireceğim. Bu ülke neden bu kadar sıcak?"

"Kızıl, İzmir'de de aynı hava sıcaklığı mevcut." Omuz silktim ve mırıldandım.

"Sanmam.." bu halime sırıtıp belindeki havluyu çektiği an arkamı döndüm. O gün, yani ona itirafımdan sonra aramızdaki ilişkim bambaşka boyut atlamıştı. Kolumdan tutarak beni hastahaneye sürükleme çalışması ve benim korkudan çığlık çığlığa ağlamamla bütün gece boyunca bana sıkıca sarılıp sakinleştirmesi ve sabahında da beni ameliyata ikna etmesiyle kalbimi bir kez daha bırakmıştım. Çünkü gece boyunca söylediği cümleler 'her şey çok daha güzel olacak, sen en özelisin kızıl, canının yanmasına asla izin vermem" ve çok daha güzel şeylerdi. Sabah ise yüzüm ağlamaktan şişmiş ve botokslu dudaklarım inmişti. Abimi arayarak ameliyat olmak istediğimi söylediğimde ilk bir şaşırmış sonra ise beni hastahaneye çağırmıştı. O gün içerisinde hastahane işlemlerim yapılmış ve zaten abimin benimi için ayarladığı ameliyat gününde de korkarak ameliyathaneye girmiştim.

Fakat Marino'nun kapıda beni beklemesi bana güven vermişti. Narkoz verdiklerinde ise 10dan geriye saymak yerine tanrıya sağ salim çıkmak için dua etmiştim.

Gözlerimi açtığımda bedenimde büyük bir ağrı vardı, göğsüm inanılmaz derecede sızlıyordu ama en güzeli Marino elimi tutarak başımda bekliyordu. O İtalya'dan birkaç doktor getirmek için yeltense de daha sonra abimin de ameliyatta olacağını öğrenince vazgeçmişti. Çünkü abim onun için güvenilir birisiydi.

Gözlerimi açtığımın akşamındaysa abimin Antalya'da acil bir ameliyatı çıkarak gitmişti ve hastahane maceramda Liliana İzel ve Marino'yla geçirmiştim. Tam anlamıyla bir olaydı Özellikle İzel'in Marino'nun suratına karşı dangalak demesi ve Marino'nun bunu iyi bir şey olarak algılayarak başını sallaması tam bir kaostu!

Kaos demiş miydim?

Neyse, o an hiçbir şey olmamıştı ama İzel daha sonra benden fırça yemişti. Hastahanede 2 gün kalmıştım. Marino İzel'in ona dangalak demesinin sabahında kızları hastahaneden kovmuştu ve iki gün boyunca bana bir bebek gibi bakmıştı. Ben lavaboya giderken benim için serumu taşıyordu. Yemeğimi yiyebildiğim halde kollarım fazla hareket etmesin ve dikişlerime bir şey olmasın diye kendisi yediriyordu. Kalbimi ameliyatta bırakmamıştım ama Marino'nun bu hareketlerinden bırakma noktasına gelmiştim.

Eve geldiğimde de hiç istemese de beni gündüzleri İzel'e emanet etmiş gecede gelip kendisi başımda nöbet tutmuştu. Bu şekilde bir haftamız geçmiş pansumanlarım yapılmış ve biz bu zamana gelmiştik.

Artık ondan utanmıyordum, yani en azından eskisi gibi çekinmiyordum. O da bunu bildiğinden havlusunu çekip atıyordu. Gerçi buna alışamadığımı biliyordu ama bilerek yaptığını da biliyordum.

"Kızıl?" sesiyle düşüncelerimde arınırken kollarını karnıma sardı ve sırtımı göğsüyle buluşturdu.

"Daldın."

Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1|Where stories live. Discover now