8|| Kılçık

58.2K 1.8K 266
                                    

Keyifli Okumalar (:

Masumun güveni, yalancının en faydalı aracıdır.

                                                                      Stephen King

Üzerimdeki yorgunlukla önümdeki kalın ciltli kitaplarımdan notlar çıkartıyordum. Gündüz büyük bir koşuşturma ile derslere girip akşamında Türkçe dersi vermeye gidiyordum ve gecede notlar çıkartmak zorunda kalıyordum. Bu ne kadar bir zaman böyle gitmişti tam emin değildim. Sanırım iki hafta olabilirdi.

O günkü hastalığımdan dolayı yaşadıklarımız yüzünden Marino'nun evinden kaçarcasına gitmiştim. Bu utanç vericiydi. Kusmuştum üstüne üstlük gece bana bakmak zorunda kalmıştı. Derin bir nefes verip başımı sağa sola salladım. Sanki düşünceleri kafamdan atabilecekmişim gibi!

Sayfayı çevirip Mimarlık tarihinin en önemli stillerinden biri olan Viktorya mimarisini inceledim. Yapı olarak muazzamlardı, bir kere Asya ve Orta Doğu Mimari'sinin de geri dönüşünü sağlamıştı.

Nasıl önemli olmasındı ki? Kısa kısa notları almaya devam ederken telefonun yan taraftaki tuşuna basıp saate baktım. Gece yarısını çoktan geçmiştik ve içtiğim kahvelerden dolayı uykum yoktu. Ayaklarımı uzatıp elimdekileri sehpaya bıraktım. Kollarımı kaldırıp bedenimi gerdiğimde sırtımdaki ağrıları hissedebiliyordum.

"Burçak hala uyumadın mı?" İzel'in sesi ile yerimden sıçrarken o tepkisiz bir şekilde karşımdaki tekli koltuğa oturdu.

"Hayır! Şu notları çıkartmam gerek, bu seneki konular bayağı bir ağır."

"Dinlenmeye ihtiyacın var Burçak! Bütün gün ayaktasın gecede uyumuyorsun. İki üç saatlik uykuyla bedenini yoruyorsun."

"Ne yapabilirim ki? Okula gitmek zorundayım, işe ihtiyacım var. Ve tabii ki derslere de çalışmak zorundayım. Yapabilecek başka bir şeyim yok ki! Bu dönem dayanmam lazım, zaten sonra yaz tatili"

"Pazartesi günü stajın başlayacak. O zaman ne yapmayı planlıyorsun?"

"Okula gitmeyeceğim ki, sorun olacağını zannetmiyorum."

"Ders vermeyi bıraksan mı?"

"Bırakamam! Mecburum İzel, sende biliyorsun. Babamlar bahçe için çok masraf yapıyorlar ve ben onlara yük olmak istemiyorum. Her gün iki saat ders veriyorum ve haftalık çok iyi bir para alıyorum. Bunu bırakamam, en azından iki ay"

"Pekâlâ! Sadece yorulmanı istemiyorum ve seni düşündüğümden böyle söylüyorum."

"Biliyorum."

"Kahveni yenilememi ister misin?"

"Harika olur." o odadan çıkarken dizlerimi kendime çekip başımı yasladım. Tüm dönemler bu şekilde çalışırdım ama bu zamanki gibi asla yorulmamıştım. Nedeni aslında belliydi yemek yemiyordum. Daha doğrusu unutuyordum.

Bir insan yemek yemeği nasıl unutabilirdi ki? Bazen ya aklıma gelmiyordu, geldiğinde ise canım istemiyor oluyordu. Bir günde yediğim yemeğin miktarı sanırım iki tabaktan azdı.

"Kahveniz geldi leydim." bu sözüyle kıkırdayıp başımı kaldırdım.

"Teşekkür ederim."

"Be yatıyorum 9'da dersim var." Başımı salladığımda kapıya doğru bir adım atıp dudu ve omzunun üzerinden bana baktı.

"Bu konuyu konuşmayı sevmiyorsun biliyorum ama—" derin bir nefes aldı ve ardından da kocaman sırıtıp devam etti.

Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1|Where stories live. Discover now