Final || Part 1

18.2K 904 68
                                    

Daha son sözü söylemedi hayat; belki yarınlar, mutlu sonlar var?

                                                    Nazım Hikmet

Temmuz

Yaz gelmiş ve sıcaklar öyle bir bastırmıştı ki bu 20. Haftaya girdiğim hamileliğim için hiç yardımcı olmuyordu. Sürekli terliyordum ve soğuk içecekler içme ihtiyacı duyuyordum. İçtiğim gazoz, kola ve meyve suyu ise şekerimi yükseltiyordu, bu da Marino'nun öfkelenmesine neden oluyordu. Bana bağırmaya başladığı ansa hüngür hüngür ağlıyordum. Bu döngü ise sürekli bu şekilde gidip geliyordu. Gazlı içeceklere o kadar çok yükleniyordum ki en sonunda Marino evdeki bütün içecekleri mutfak penceresinden dışarı savurtmuştu. Artık mutfağa girmem yasaktı, alış veriş merkezine gidiyorsam da yanımda Liliana dışında Marino'nun sözünden çıkmayan birisi oluyordu ve yanımda kim olursa olsun alış veriş merkezlerinde sağlıksız şeyler almamı engelliyordu. Dudaklarımda bir tebessüm oldu, büyük ihtimalle bu süreçte Marino ile daha fazla çatışma yaşayacaktık.

Elimi karnıma koydum ve arkama yaslandım, arabanın içinde İzmir'in körfezini izleyerek yolculuk ediyordum. Bugün doktor kontrolüm vardı ve iki haftadır cinsiyetini göstermeyen bebeğimin cinsiyetini görmeye gidiyordum. Marino şirkette olacağı için oradan doktora gelecekti, bende Marco ile birlikte büyük bir heyecan içerisinde gidiyordum.

"Yol üzerinde dursak Bomba ile Dondurma alsak?"

"Hayır." Marconun net cevabı ile birlikte yüzüm düştü.

"Çok sıcak, en azından dondurma alsam?"

"Bugün dondurma hakkını kullandın kızıl." Dudaklarım titredi, burnum da sızladı ama ağlamamaya çalışarak son bir kez daha direndim.

"Liliana ile öpüştüğünüzü Marinoya söylerim." Diyerek küçük bir tehditte bulunduğumda dikiz aynasından bana bakarak kahkaha attı.

"Bu tehdit 'in bende işe yaramadığını hala öğrenemedin." Söylendiğinde omuzlarım düşmüştü, pekâlâ yapabileceğim başka bir şey yoktu. Yan tarafıma uzanarak su şişemi aldım, soğuk su genzimden aşağı süzüldüğünde içim ferahlamıştı ama canım şekerli bir şey istiyordu. Yeniden derin bir nefes aldım, eve döndüğümde Liliananın zulasını patlatabilirdim, oraya saklanan çikolatalar gözlerimin önüne geldiğinde ağzımın sulandığına yemin edebilirdim.

"Bay Mancini bu sabah itibariyle Liliananın zulasını patlattı, artık orada hiçbir şey yok." Dışımdan konuşmadığıma emindim ama işte Marco beni o kadar iyi tanıyordu ki yüz ifademden anlamış olmalıydı.

"Bu adamdan nefret ediyorum!" diyerek söylendiğimde hastaneye gelmiştik. Giriş kapısında Marino çok sevdiği arabasının kaputuna yaslanmış bizi beklerken onu gördüğüm an bütün sinirim hoplamıştı. Marco bir dakikadan az bir sürede arabayı Marino'nun yanında durdurduğunda o inmem için arka kapıyı açtı.

"Kızıl?" diyerek seslendiğinde öfkeyle soludum.

"Benim elim var değil mi? Kapıyı açabilirim." Kaşları havalandı bir şey demedi ama inmem için koluma nazikçe uzandı.

"İnebilirim!" bu hallerimi çok iyi biliyordu, bu yüzden sessizliğini korumaya devam etti.

"Eğer bu çocuk bugünde cinsiyetini göstermezse sana çekmiş diyeceğim. Senin gibi inatçı ve kendi kafasının dikine giden birisi!"

"Öfken geçti mi?"

"Hayır!" bu esnada arabadan inmiş hastaneye penguen yürüyüşünde ilerliyordum. Marino ise arkamdan geliyordu ve bu daha fazla sinirlenmeme neden olmuştu.

Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1|Where stories live. Discover now