Final || Part 2

18K 784 59
                                    


Yerde en sevdiğim çiçekler vardı. Her birinin kokusu o kadar güzeldi ki ancak şimdi fark ediyordum. Bakışlarım duvarda gezindi, her biri birbirinden farklı boyutlarda çizilmiş resimler vardı. Dudaklarım hafifçe aralandı, bazıları çok renkliydi bazılarıysa o kadar koyu renkteydi ki bir anlığına içim kararmıştı. Ben yerimde öylece durup resimleri incelerken karnımda hafif bir kıpırtı hissettim, bu yürümem için bir uyarı niteliğindeydi. Marino'ya doğru birkaç adım attığımda o sessiz bir şekilde yerinde duruyordu. Gözlerimi birkaç kez ardı arkasına kırparak yürümeye devam ettim ama yerdeki çiçekleri ezdiğim içinse içim burkuldu. Onları ayağımın ucu ile yavaşça iteleyerek ilerledim.

"Neler oluyor?" diye mırıldanıp sağa döndüğümde gördüğüm yemek masası ile donup kalmıştım.

"Öncelikle o aklındaki düşünceleri sil kızıl." Diyerek mırıldandığında gözlerim kısıldı ve sol taraftaki kapının önünde Marcoyu gördüm.

"Sen evde değil miydin?"

"Burada olduğuma göre?" bana meydan okuduğunda bu cevabına sinir olmuştum. Bakışlarımı ondan alı Marino'ya çevirdiğimde bu sefer de Liliananın sesini duydum.

"Sana kötü bir şey yok demiştim." Bu cümlesinden sonra kafamda büyük bir aydınlanma yaşadım. Beni resmen oyuna getirmişlerdi.

"Siz! Hepiniz ne kadar kötü insanlarsınız! Dakikalardır ağlıyorum. Marino seni aldatmıyor diye söyleyemez miydiniz?"

"Burçak söyledik." Liliana homurdanırken omuz silktim.

"Demek ki tam duyamamışım. Biraz daha fazla söylemen gerekiyordu." Dediğimde hepsi bana kahkaha attı. Fakat bu attıkları kahkaha benim moralimi öyle bir bozmuştu ki sinirden ağlayabilirdim. Ben dalga geçilecek bir şey mi yapmıştım? Dudaklarım düşerken Marino yaklaştı ve ellerimi tuttu.

"Kıskanınca bambaşka bir kadın oluyorsun." Bu cümlesinin ardından ellerimi öptüğünde içim rahatlamıştı ama sinirim hala bakiydi.

"Şu sandalyeye oturmam lazım." Marino bana yardım ederek kızımla beni oturttu. Oturduğum anda da bakışlarım yemek masasında gezindi, yuvarlak masaya bir sürü tabak dizilmişti ve bu tabakların üzerleri fanuslar ile kapatılmıştı. Masanın ortasında ki çiçekler nahoş bir görüntü oluşturmuştu. Masanın etrafına dizilen dört sandalye ise bu yemekte yalnız olmayacağımızı anlamama neden olmuştu. Zaten masa romantik bir yemek masası da sayılmazdı, çok sıradan da değildi. Gayet sade ve hoştu.

"Bir şey mi oldu?" Marino'ya döndüm ve kısa bir cevap verdikten sonra tekrardan bakışlarımı yemek masasının üzerinde gezdirdim. Marino bunu fark etmişti ve kısa bir kahkaha attı.

"Gülme, hem siz neden bu kadar aksiyona giriştiniz? Ben hamile bir kadınım, strese gelemiyorum." Dediğimde Marino dudaklarını birbirine bastırdı. Başını hafifçe salladı ve dizlerinin üzerine usulca çömeldi. Bu kaşlarımın çatılmasına neden olurken usulca elimin üstünü okşadı ve cebindeki küçük kutuyu çıkarttı. Gözlerim anında kocaman açılırken kalbim heyecanla çarptı. Sanırım birazdan kalpten gidecektim.

"Benim gibi bir adam pek fazla romantik olamaz biliyorsun? Bazen bir şeyleri batırmayı başarıyorum ama şunu da eklemeden geçmeyeceğim. Seninle ilk tanıştığımız günden bu zamana kadar da çok yol kat ettim." Bu söylediğine güldüğümde o da tebessüm etti. Ben bazı yerleri hatırlamıyordum ama Marino asla yalan söylemezdi.

"Gittiğinde ise eskiden girdiğim o karanlığa gireceğimi sanmıştım ama girmedim. Kızıl yokluğun bombok gibiydi, seni bulduğumda ise beni hatırlamaman o kadar boktandı ki ben bir an yok olacağımı sandım." Derin bir nefes aldı ardından da elime bir öpücük bıraktı.

Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1|Where stories live. Discover now