32 || Savaş

15.3K 997 274
                                    


İzel

4 saat 28 dakika 12 saniye..

Bir insan hiç kıpırdamadan bu süre boyunca oturup karşıya bakabilir miydi? Cevap Burçaksa ve durmadan gözünden yaş süzülüyorsa evet bakabilirdi. 4saat önce eve sarsak adımlarla gelmişti, üzerinde kabanı bile yoktu. Dışarısı buz gibiydi ama o bunu hissetmiyormuşçasına dışarıdan gelmiş ve koltuğa oturup karşıya bakmaya başlamıştı. Yüzü hem ağlamaktan hem de üşüdüğünden dolayı kızarmıştı bedeni ise buz gibiydi sanki günlerce buzhanede kalmıştı. Yağan karlar üzerinde erimişti, sahi bu havada nasıl gelebilmişti? Derin bir nefes aldım, bu sefer sormayı denemedim çünkü cevap vermeyecekti.

"Burçak?"  bir tepki vermesi için mırıldandığımda yine aynıydı, yaşlarına yenisi ekleniyordu. Ellerini tutup bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Yeşil gözleri artık koyulaşmış ve göz çevresi kıpkırmızı olmuştu. Beyaz teni geldiğinde kırmızılığa boyanmıştı ama elleri kolları bembeyazdı ve bu da beni korkutuyordu. Soğuk ellerini hafifçe sıkıp yeniden mırıldandım.

"Burçak, neler oluyor?" onu hıçkırık dalgası alırken tekrardan ellerini sıktım.

"Anlat hadi, bu kadar üzgün olman beni üzüyor." Derin bir iç çekti. Başını hafifçe sağa çevirip alt dudağını ısırdı ve yüzüme baktı.

"Ben.."  dudaklarından dökülen puslu sesiyle kaşlarım çatıldı. Dudakları hüzünle titredi, avuç içlerinin terlediğini hissediyordum.

"Söylemezsen Marino'yu arayacağım." Ellerimin içinde cansız duran ellerine öyle bir kuvvet gelmişti ki, bir anda ellerimi sıkmasıyla yerimde zıplamıştım. Beni gafil avlamıştı. Öyle bir sıkmıştı ki bir an parmaklarımı hissedememiştim.

"Sakın! Sakın arama onu görmek istemiyorum."

"Neden? Burçak hadi artık söyle, beni korkutuyorsun." Dudaklarını ısırdı ve ellerini ellerimden çekerek kızıl saçlarını çekiştirdi.

"Ben" dedi ve fısıldayarak devam etti. "Bilmeden metres olmuşum."

"Anlamadım. Neden bahsediyorsun sen?" dudaklarında bir tebessüm oluştu ve yeniden saçlarını çekiştirdi.

"Marino evliymiş." Kulaklarım duyduğunu birkaç saniye anlamazken gözlerimi kırparak şaşkınca sordum.

"Pardon anlayamadım. Marino'dan bahsediyorsun, seni seven adamdan.."

"Beni sevdiğinden şüpheliyim."

"Marino evli olsaydı Liliana söylerdi Burçak. Hem evli olduğunu neden saklasın ki çok saçma! Siz İtalya'ya gittiniz karısı olsaydı orada karşınıza çıkardı annesiyle tanıştın o söylerdi."

"Söyledi sonrada Liliana ona bir şey deyince şakaya vurdu. Marco bile yalan söyledi, sordum İzel ona da sordum. Evli değil dedi. Tek doğru söyleyen kişi annesiydi. Babasının beni sevmemesini şimdi anlıyorum evli oğluyla birlikteyim. Kim bunu kabul eder?"

"Burçak, ne söylesem bilmiyorum."

"Bir şey demene gerek yok. Ne kadar aptalmışım, ona çok inandım. Bakışına, söylediği her bir söze inandım, sandım ki gerçekten seviyor. İstediği çok başkaymış."

"Peki, karısı kimmiş?" dudaklarından bir hah nidası döküldü.

"Seninle Marino'yu araştırdığımızda gördüğümüz kadın, hani soyadı yanlış yazıldı demiştik ya o."

Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1|Where stories live. Discover now