29 Part 2||

21K 1K 452
                                    

"Ne dedi?"

"Bu kapı bozukmuş."

"Sana kapının üzerindeki yazıyı okuyalım demiştim!"

"Burçak kızardın!" o benim söylediğimi es geçip kızarıklığıma odaklanırken bakışlarımı bedenime çevirdim. Kollarımda kızarıklık vardı fakat eminim ki yüzüm daha beterdi. Liliana bir kez daha kapıya vurduğunda Marco'nun sesi kulaklarımda yankılandı.

"Başınız yine mi belada?" istemsiz bir şekilde kıkırdadım. Bence artık şaşırmaması gerekiyordu. Liliana Marcoya laf yetiştirirken benim kalp atışlarım sakinleşmemiş artık daha da hızlı atıyordu.

"Marco, burada olduğumuzu nasıl anladın?"

"Liliana bunun sırası mı şimdi?"

"Burçak sen kendini yorma bak şimdi kalbine bir şey olacak."

"Bedenim alev aldı, kalbime daha ne olabilir ki?"  yüzü düşerken içerisi artık buhardan pek belli olmuyordu. Liliananın yüzünü de elimi sağa sola sallayıp buharları dağıttığımda seçebilmiştim. Onlar kapıyı açmaya çalışırken ben artık pes edip oturmuştum, kalbimde büyük çarpma ve bedenimde de hafif bir titreme vardı.

"Marco hemen çıkmamız lazım, Burçak çok kötü!"

"Bir dakikadan daha az bir sürede çıkacaksınız."

"Burçak duydun değil mi?" başımı salladım, ağzım sıcaktan kurumuştu o yüzden pek konuşmak için halim yoktu. Gerçi başımı salladığımı gördü mü ondan da emin değildim.

"Çekil Liliana!" Marconun sesinden hemen sonra kapının açıldığını duydum ama benim pek kalkmak için halim yoktu.

"Çık." Dumanların arasından gelen bir Marco gördüğümde omuzlarım kendisini aşağı doğru bıraktı. Elimi kaldırdığımda beni kucaklayarak çıkardı. Odadan çıktığımızda yüzüme çarpan serinlikle titrek bir nefes aldım. Liliana su getirmelerini isterlerken görüş açıma Marino girdi. Üzerine mükemmel oturmuş takımıyla bana doğru geliyordu. Marco beni kenardaki tekli koltuğa oturttuğunda suyumda koşmaktan nefes nefese kalmış bir kadın tarafından getirildi. Liliana cam şişeyi açıp bana içirtirken içtiğim soğuk suyla bedenim ürpermişti.

"İyisin değil mi?" dudaklarımı nemlendirip mırıldandım.

"Evet." Rahat bir nefes alırken görevli kadın bana ters ters baktı.

"Kalp hastası mısınız?"

"Hayır değilim."  Kadının kaşları yukarı kalktı.

"Neden sordunuz?" Liliana merakla sorarken bende merak etmiştim.

"Kalp hastalarının girmesi yasak, içerisi çok yüksek sıcaklıkta ve kan basıncı artıp kalbe baskı yaptığı için hastaları içeri almıyoruz."

"Burçak hasta değil ama masajdan sonra oldu." Marino hiçbir şey demiyordu. Öylece başımda bekleyip konuşulanları dinliyordu. Sanki yanımda bir heykel varmış gibiydi, bu çok garip hissettiriyordu.

"İyiyseniz gidelim." Liliana ile birbirimize şaşkınlıkla baktık. Kızıp bağırmayacak mıydı? Ya da kendisini öldürmeye kalkmayacak mıydı?

"Biz üzerimizi giyelim, gideriz. Burçak?"

"Olur, tabi" oturduğum yerden kalktığımda bedenimde hala ufak çarpıntı ve titreme vardı. Fakat oradan çıkmıştım ya bunlarda geçerdi. 

Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1|Où les histoires vivent. Découvrez maintenant