30 || Kader Çarkı

21.2K 1K 279
                                    

Tarot kartı herhangi bir yerde yeniden çekildiğinde bu sefer ne ayrılık ne de ölüm kartı gelmişti, bu seferki tarotun en büyük kartıydı. Kader Çarkıydı..

31 Aralık 2015

Koskoca bir yaz geçmişti, İtalya'da ki güzel günlerimizin ardından Türkiye'ye dönerken içim bir garip olsa da Marino yine geleceğimizin sözünü vermişti. Okulum başlamıştı, son sınıf olmuştum ve mezun olacağımın heyecanı üzerime çökmüştü. Hem bunun heyecanı hem de Yüksek Lisans yapma hevesim birbirine girmişti. Marino yurt dışında yapmamı istese de oradaki okullar çok pahalıydı ve benim bunu karşılayacak gücüm yoktu. Kendisi destek vereceğini söylese de bunu kabul etmemiştim. Yine şuanda okuduğum okulda yapmak istiyordum.

İzmir'e döndüğümüzde Marino'nun İtalya'da dediği gibi hem okula gelip hem de şirkette çalışıyordum. İki gün dersim vardı ve 3 gün rahatlıkla şirkete gidip stajyerlik yapıyordum. Çalıştığım süre boyunca bu da Ağustos başından beri bayağı bir gün yapıyordu, çalıştığım süre boyunca İtalya'dan gelen mimarlardan çok ama çok iyi bilgiler öğrenmiştim. Her biri meslek hayatım için büyük katkıda bulunuyordu. Şimdi ise okulda Çisil ile birlikte kahve içiyordum.

"Kış geldi." Sesi ile birlikte boğulduğum düşüncelerimden çıktım ve avuçlarımın içinde tuttuğum karton bardağı dudaklarıma götürdüm. Kahvemden bir yudum aldığımda ağzımdaki tatla kısa bir anlığına gözlerim kapandı.

"Yağmurda harika yağıyor." Bu cümlesiyle yerimde hafifçe kıpırdandım.

"Kesinlikle, önceden kışı sevmiyordum biliyor musun? Şimdi ise bayılıyorum. Elimizde kahvelerimizle yağmur manzarasını izliyoruz ya nedense harika hissediyorum." Aslında kışı sevmem Marino sayesinde olmuştu. Ben yazı severdim o ise kışı, şimdi ikimizde kışı seviyorduk.

"Kış ayı güzeldir, insanın içini üşütür ama hafif bir ısı hissettiğinde devamı için ona sığınırsın." Gülümsedim, doğruydu.

"Söyle bakalım Bay Mancini ile nasıl gidiyor?" bu ani sorusuyla kalbim çarpmıştı.

"Harika! Yani garip bir harika aslında, monoton gibi.. Hayatımızda İtalya'dan döndüğümüzden beri pek bir aksiyon olmuyor. Marino aşırı romantikleşti, başka bir olaylarda olmuyor."

"Bunu söyledin ya kesin bir aksiyon olur."

"Çisil böyle söyleme lütfen. Aksiyona hazırda olmayabilirim." Kahkaha attı.

"İstersen tarot kartı açalım."

"Kalsın, asıl buna hazır değilim." Omuz silkti.

"Zaten bugünün kartını sabah açtım. Bir daha açabileceğimi sanmıyorum." Yüz ifadesi değişirken masaya doğru hafifçe eğildim ve tereddütle mırıldandım.

"Ne çıktı? Yine ölüm mü?" başını hafifçe sağa solla salladı ve dudağını ısırdı.

"Hayır" dedi ve çantasından desteyi çıkarttı. Kartları şöyle bir karıştırıp çıkan kartı önüme bıraktı.

Kader Çarkı

"Dokunmak istiyorum." Kelimeler dudaklarımdan bağımsız çıkarken kartı biraz daha bana itti.

"Dokunabilirsin Burçak" dedi ve devam etti.

"İzin veriyorum." Karta dokunduğum an içimde garip bir titreşim hissetmiştim, kartın üzerindeki enerjiyi dokunduğum an anlamıştım. Dokunduğum an benimle bütünleşmişti. Parmaklarımın arasındaki kartı inceledim. Saat yönünde dönmekte olan bir çarkın üzerinde Sfenks oturuyordu ve çevresinde doğada bulunan dört elementin simgeleri vardı. Kartın köşelerinde oturan melek, kartal, aslan ve boğa ise sanki bu kart için yaratılmış gibiydi.

Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1|Where stories live. Discover now