28|| Brahms

24.1K 1.1K 515
                                    

Şimdiden iyi bayramlaar (:

Etrafımda büyük bir gürültü vardı, ya da bu gürültü kafamın içindeydi emin değildim. Sarsak adımlarla arabadan indiğimde koşturarak gelen Marcoyu gördüm. Marino ise sıkışmış kapıyı açmaya çalışıyordu. Bakışlarımı kollarıma çevirdiğimde sağ kolumun bazı yerleri kesilmişti. Kesilen yerlerden hafif kan süzülürken bunun dışında pek bir şeyim yoktu.

"Kızıl.."  Marino'nun sesi ile girdiğim transtan çıkarken kapı açılmıştı.

"İyi misin?" sorduğum sorunun ardından elini koyduğu boynunun üzerine elimi koyarken diğer koluyla belimi sarıp beni kendisine çekti ve şakağıma öpücük bıraktı.

"İyisin." Ben ona sormuştum ama o benim için cevap vermişti.

"Marino boynun kanıyor, hemen bakılması lazım."

"Önemli değil kızıl.." elini çekip kanayan boynuna baktım. Şah damarının birkaç santim ötesine gelmişti. Ben onun boynuna bakarken onun bakışları Marconun arabadan çıkardığı kardeşine kaymıştı. Liliana büyük bir şoktaydı ve sürekli aynı şeyi söylüyordu.

"Hastahaneye gitmeliyiz Marino!" annesinin otoriter sesini duymamla onu destekleyerek konuştum.

"Hastahane falan yok, eve gidiyoruz. Marco burası ile ilgilenecek." Annesi Liliananın koluna girmişti. O artık aynı şeyi söylemiyordu ama hala donuk bakıyordu. Arabaya ilerlediğimizde Liliana ben ve Marino arka koltuğa anneleri ise ön koltuğa oturmuştu. Çünkü ben Marino'yu sıkıca tutmuş bırakmıyordum ve o da benimle birlikte binmek zorunda kalmıştı. Korumalardan birisi sürücü koltuğuna geçtiğinde diğer üçü Marco ile kalmıştı. Bu olaya aklım ermiyordu. Bu kadar insan varken nasıl olurda bu araba kazaya sürüklenirdi.

"Araba?" fısıltım arabada yankılanırken saçıma bir öpücük bıraktı.

"Şşş.. Halledeceğim kızıl, bunun sorumlusu şuandan itibaren son dakikalarını yaşıyor." Araba dışardaki sıcağa rağmen buz keserken bedenimin donduğunu hissettim.

"İlk önce sizi eve bırakalım."

"Abi?" Liliananın sesi kulaklarımda yankılandığında uzanarak kolunu tuttum.

"İyi misin?"

"Ben iyiyim, ya sen Burçak? Asıl senin iyi olman önemli.."

"Neden?" mavi gözlerini birkaç kez kırptı sonra da dudaklarında bir tebessüm oldu.

"Gelecek görecelidir Burçak, kader değişebilir.. Ve senin kaderin İtalya'ya adım attığın an değişti."

"Sen bunu nereden biliyorsun?"

"Çünkü arada bir haritana bakıyorum." Dudaklarım aralanırken elimi tuttu ve gülümsedi.

"Sana veda etmeye hazır değilim Burçak.."

"Sus artık Liliana! Bir şeyin var mı onu söyle" Marino yine sinirle konuşurken bu tarz konuşmaları sevmediğini biliyordum. O yüzden de bir şey demedim.

"Hayır, iyiyim."  Bedenine hasar almamıştı. Çünkü ben onun üzerine kapanmıştım ve benim sağ koluma camlar batmıştı. Sol koluma saçlarım geldiği içinde onda bir hasar yoktu. Kırıklar saçlarımda kalmıştı. Araba Roma'ya doğru büyük bir hızla giderken bakışlarımı onun boynuna kilitledim. Çok kanamıyordu ama yine de bakılması gerekliydi. Mikrop kapabilirdi.

"Bana öyle bakma kızıl.."

"Sadece biraz endişeleniyorum Marino"

"Beni bırak ve kolunla ilgilen kızıl, sen daha önemlisin."  İçim bu halde bile beni önemsemesiyle titrerken koluma baktım. Dirseğimdeki kesiğin kanı bileğime doğru süzülüyordu. Marino üzerindeki gömleğin altını yırtarak yaraya sardı. Üzerine de baskı uygularken canım acımıştı.

Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1|Where stories live. Discover now