Bölüm 2 - 05 / HAYAL GÜCÜ

384 49 14
                                    

Gözlerimde benim için yirmi çıplak kılıçla yüzleşmekten daha fazla tehlike var.

Gözlerimde benim için yirmi çıplak kılıçla yüzleşmekten daha fazla tehlike var

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Geçmişimle ilgili asla konuşmazdım. Olan biten her şeyi detaylarıyla bilenler Cary ve elbette Edwin'le sınırlıydı ve daha fazlasına asla hazır olmayacağımı biliyordum. Ancak o an Seth'e verebileceğim kadarını vermeye karar verdim.

"Babam ve annem ben on beş yaşımdayken öldü. Bir koruyucu aile tarafından büyütüldüm ve şimdi de buradayım." 

Gözleri dikkatle gözlerimde gidip gelirken, "Nedense hikaye bu kadar değilmiş gibi hissediyorum." dedi.

Kafamı sallayarak onu onayladım. "Haklısın."

Beklenti dolu bakışlarından kaçınarak, "Sen o kadar şey paylaştıktan sonra sanırım bunun adaletsizlik olduğunu düşüneceksin ancak anlatabileceklerim bu kadar. Daha fazlasını anlatmak istemiyorum." dedim. "Üzgünüm."

Ona hala bakamıyordum ancak bir an sonra elime uzanıp belli belirsiz tuttu. Başparmağı beni rahatlatmak ister gibi hafifçe bileğimde gezinirken ilgi dolu bakışlarını yüzümde hissedebiliyordum.

"Sana anlattım çünkü anlatmak istedim. Kendimi buna hazır hissetim Scarlett. Eğer bir gün sen de anlatmak istersen dinlerim ancak bu konuda konuşmak istememenin ne demek olduğunu da bilirim. O yüzden sorun değil. İnan bana değil.".

Bu kez kendime engel olamadan ona doğru dönüp içten bakışlarıyla yüzleştim. Ve dudaklarımdan yine ben engel olamadan, "Gerçekten bu kadar mükemmel olamazsın." Kelimeleri döküldü.

"Keşfetmen için sabırsızlanıyorum." dediği sırada diğer eli yüzme doğru çıkıp yanağımı avuçladı. Bu kez başparmağı dudaklarım üzerinde tüy kadar hafif dokunuşlarla gezinirken onlarda sanki beklenti içindeymiş gibi hafifçe aralanmıştı. Beni belli belirsiz kendisine doğru çektiği sırada aklımda Seth ve ihtimallerle ilgili binlerce düşünce vardı. Ancak en baskını onunla yatmayacağımı üstüne basa basa söylediğim halde hemen buracıkta onunla işi pişirmekten ibaretti.

Nefesinin sıcaklığını yüzümde hissedebiliyordum. Tanrım! O kadar mükemmeldi ki ona baktıkça canım yanıyordu. Gözleri arzu dolu parıltılarla benimkiler arasında gidip gelirken hissettiğimiz tutku ve ihtiyaç görünmez ipler gibi bizi birbirimize bağlıyor, aramızdaki çekimi sanki daha fazlasına ihtiyacımız varmış gibi hiç olmadığı kadar arttırıyordu.

Ancak bu işin boyumu aştığı hissiyle doldum o an. Ondan uzaklaşmak ve bir adım geri çekilip dokunuşlarından uzaklaşmak uzun zamandır yapmak zorunda kaldığım en zor şeydi. Hatta yirmi yıllık hayatımda ilk üçe kesinlikle girerdi.

"Artık gitmem lazım." dedim hızla. "Yarın erken kalkacağım."

Kaşları şaşkınlık ve kafa karışıklığıyla çatıldı. Muhtemelen kendisine hayır denmesine alışık erkeklerden değildi. Zaten olmasa şaşardım.

İntikam KırmızısıWhere stories live. Discover now