Bölüm 2 - 25 / KARAR

307 57 68
                                    

"Geri dönüp yeni bir başlangıç yaratamazsın ama şimdi başlayıp yeni bir son yaratabilirsin."

Müşterisinin ben olduğumu söylediği an bir beyin humması geçiriyor gibi öylece ona bakakaldım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Müşterisinin ben olduğumu söylediği an bir beyin humması geçiriyor gibi öylece ona bakakaldım. En sonunda silkinir gibi kendime geldim ve yine de emin olmak ister gibi cırlak bir sesle, "Ben mi?" diye sordum.

Kafasını sallayarak onayladı beni ve hafif bir kahkaha daha atıp, "Tanrım! Cidden bulunması zor birisin." dedi.

Tam o sırada Cary'nin sözlerini hatırladım.

"Ah! Neredeyse söylemeyi unutuyordum. Bugün seni bir adam aradı yurt telefonundan."

"Adı Sam Smith, ya da Dean Smith gibi bir şeydi sanırım..."

Tanrı aşkına! Adamın adı Jason Smith'di. Nasıl olup da Sam ve Dean ile karıştırılabilirdi acaba? Ancak bu Cary'di işte ve o an bile yaşadığım tuhaf ve çalkantılı duygulara rağmen hatırasıyla yüzümde bir tebessüm oluşturabilmişti.

"Cep telefonundan bir süre sana ulaşmayı denedim ancak kapalıydı Scarlett. Birkaç gün sonra kaldığın yurdun telefonunu buldum ve en sonunda bir kız açıp adımı ve telefonumu not alınca beni ararsın diye umdum..." derken bana sorgular bir bakış attı.

Dudaklarımı dişlerimin arasına alıp bakışlarımı kaçırdım. "Şey... Oda arkadaşım o kâğıdı kaybetmiş. Üzgünüm." Gerçi muhtemelen kaybetmeseydi bile o numarayı arar mıydım emin değildim.

Anlıyorum der gibi kafasını salladı. "İş için çok acil yurt dışına çıkmam gerekti ancak geri döner dönmez Vesta'ya geldim fakat çoktan mezun olmuştunuz, sana ulaşmak için sisteme kayıtlı adresine gittim ve oradaki kadının da..." derken ekşi bir şey yemiş gibi yüzünü buruşturmaktan kendini alamamıştı sanki. "Adı Mary'ydi sanırım çok yardımcı olduğu söylenemez." dedi.

Bir kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Mary ile tanışmıştı demek... Ancak hemen ardından kaşlarım endişeyle çatıldı. Neden bana ulaşmak bu kadar önemli olabilirdi ki?

"Sonunda bağlantılarını kullanarak seni bulması için en iyi avukatlarımdan birinden yardım istedim ve bil bakalım ne öğrendim?"

Öyle bile görünse bu bir soru değildi aslında o yüzden sessiz kalıp konuşmasına devam etmesini bekledim.

"Meğer en başından beri burnumun dibindeymişsin?"

"Anthony'ye mi gittiniz?"

"Evet." dedi hemen. "Ona adını verdiğim an yaşadığı şaşkınlığı hiç unutmayacağım." derken kendi kendine gülümsüyordu. Bense sadece daha çok endişelenmeye başlıyordum. Nedeni neydi bilmiyorum ancak zengin avukatların sizi aramasından bir hayır gelmezdi sanırım.

İntikam KırmızısıWhere stories live. Discover now