Bölüm 2 - 08 / TUHAFLIK

339 52 14
                                    

Şüphelerimiz,bizi sık sık kazanabileceğimizi kaybetmeye zorlayan, denemekten korkanhainlerdir...

Şüphelerimiz,bizi sık sık kazanabileceğimizi kaybetmeye zorlayan, denemekten korkanhainlerdir

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Elimden geldiği kadar onunla karşılaşmış olmama şaşırmış gibi yaptım. Gerçi şaşırmıştım da bu da sanırım rol yeteneğim üstünde olumlu etki yaratmış olmalıydı ki, "Ah! Merhaba." diyerek kulağımdaki kulaklıkları çıkarttığımda bana deliymişim gibi bakmıyordu.

Ancak işgüzarlık yapıp, "Sen de mi buradaydın?" diye sormasam iyiydi çünkü bu kez dudaklarında yaptığım numaranın farkındaymış gibi eğlendiğini belli eden bir gülümseme oluşmuştu.

"Evet." dedi parmağıyla hemen birkaç metre ilerimizde gözlerini dikmiş bize bakan arkadaşlarını işaret ederek, "Üstelik tam şuradaydım." İşaret ettiği yere baktığımda bahsi geçen o arkadaşların arasındaki Karen'İn bana öldürecekmiş gibi baktığını gördüm.

Tekrar Seth'e doğru döndüğümde bozuntuya vermeden elimden geldiği kadar gülümsemeye çalıştım. Netice de bu durumlarda inkâr oyunun kuralıydı. "Ne güzel." diye mırıldanarak karşılık verdiğim sırada hemen yanımdaki tabureye oturdu ve gözlerini bana dikip, "Bense senin burada olacağını biliyordum." dedi.

Muhtemelen gözlerim şaşkınlıktan fal taşı gibi açılmıştı. "Öyle mi?"

Kafasını sallayarak beni onaylayıp, "Ne var biliyor musun? Sanırım aramızda kendini ana kaptıran ve kaybolan sadece ben değilim." dedi.

Ne söylemeye çalıştığıyla ilgili hiçbir fikrim yoktu. "Ne?"

Bana sırıtıp uzanarak masanın üzerinde duran telefonumu aldı. "Birlikte o kadar vakit geçirdikten sonra unuttuğumuz şey neydi biliyor musun?"

Bu kaçıncı sorumdu bilmiyordum. Ancak bir aptal olduğumu düşünmemesini umarak bir kez daha sordum. "Neydi?"

"Telefon numaran Scarlett. Onu istiyorum." diyerek gözlerini benimkilere dikti. Kafası karışmış gibiydi. "Günlerdir Edwin'den telefonunu istiyorum. Hatta bunun için yalvarıyorum. Sana bundan bahsetmedi mi?"

Kafamı hızla iki yana salladım. "Bahsetmedi." Düzenbaz arkadaşımın beni kıvrandırmak için bunu kasıtlı olarak yaptığına bahse girerdim. Kanımın o an öfkeyle fokurdamamasının tek sebebi ise Seth'in ruhuma bile iyi geldiğini düşündüğüm yatıştırıcı etkisiydi.

Telefonumu bana doğru uzatıp tuş kilidini açtığım an, sanki bir numara çevirecekmişim gibi tekrar elimden aldı ve telefon numarasını girmeye başladı.

Daha cebindeki telefon çalmadan, "735512." diyerek ona göz kırptım.

Gözleri şaşkınlıkla açılırken, "Tuşlar." dedim. "Her tuş bir notaya denk gelir."

İntikam KırmızısıWhere stories live. Discover now