Bölüm 3 - 36 / KONTROL

260 53 12
                                    

Kırgınlığımı kontrol etmeyi, sabırsızlanmamayı ve bir şeylerin olmasını beklemeyi öğreniyorum. Sanırım büyüyor ve olgunlaşıyorum...

Toplantı günü geldiğinde kendime profesyonel görüneceğini umut ederek; klasik kesim, siyah düz bir elbise seçmiştim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Toplantı günü geldiğinde kendime profesyonel görüneceğini umut ederek; klasik kesim, siyah düz bir elbise seçmiştim. Dizlerime kadar uzanıyordu. Biraz derli, toplu biraz kendim gibi hissetmek içinse klasik bir topuklu ayakkabı yerine siyah deri çizmeler giyinmiş, Edwin'in önerisine rağmen saçlarımı toplamak yerine ise açık bırakmayı tercih etmiştim. Bir şeylerin kontrolünün elimde olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı belki de?

Şirketin girişine geldiğim an kendimi bir dejavu yaşıyormuş gibi hissettim. Güvenlik görevlileri ilk geldiğim günden farklı kişiler bile olsalar beni ve Edwin'i serbest geçiş turnikelerinden geçirip, bir çalışan eşliğinde yönetim katı olan otuz beşe çıkmamıza yardımcı oldular.

Kat girişindeki ay biçimindeki resepsiyon masasının arkasındaki kadın beni tanıyıp, "Merhaba Bayan Russell." derken yüzünde yine içten bir ifade vardı. Koyu renk, gür saçları bu kez yüzünü ortaya çıkaran düzgün bir topuzdu. İlk geldiğim günün aksine yaka kartından ismini okuyabilmiştim. "Helena Waters."

Ona "Merhaba Helena." diye karşılık verdiğimde yüzündeki gülümseme daha da genişledi.

Giriş katından Edwin ve beni alan görevli kadın, bizi bir bekleme odasına götürüp, beklememizi rica etti. Su ve kahve önerisini ikimiz de geri çevirdik. Ben bir şey içemeyecek kadar gerginken, Edwin ise heyecanlıydı çünkü.

"Bizi bu toplantı için bekletirler diye düşünüyordum. Toplantının olduğu gün değil." diye homurdanırken gerginliğim ses tonuma da yansımıştı. "Sence de bu garip değil mi?"

"Hayır, değil." diye cevap verdi Edwin. "Dediğin gibi teklif talebimizi incelemek için bizi bekletebilirlerdi. Biz de bu sürede sunum için hazırlanabilirdik ancak bize bunun için zaman tanımadılar çünkü avantaj onlarda ve ne kadar iyi olduğumuzu görmek istiyorlar."

"Stratejilerinin bir parçası yani?"

"Evet." dedi kafasını sallayarak beni onaylarken. "Ancak bu kadar kısa zamanda bizi görmek istemeleri düşündüğünün aksine aşırı istekli olmadıklarını göstermek için de aslında. Bizi zorluyorlar, Vincent gibi bir adamla çalışacaksan beklenen şeylerdir bunlar."

"Peki, merak ediyorum da bizim bir stratejimiz var mı?" diye sordum. "Hani vardır belki de ben bilmiyorumdur diye soruyorum?"

Orta sehpanın üstünde duran evrak çantası ve diz üstü bilgisayarı arasında gidip geldi gözleri.

"Stratejimiz tamamen batırmamak üzerine kurulu."

"Çok açıklayıcı oldu." diye mırıldandığım sırada bizi karşılayan görevli kadın tekrar ortaya çıktı ve bu kez bizi yerden tavana kadar cam duvarlarla kaplı bir toplantı salonuna götürdü. Camlar diğerlerinin aksine karartılmış olduğu için bunu özel mekanik bir zamazingo ile yaptıklarını düşündüm. Kimsenin dikkati dağılmasın diye olabilirdi, ya da bizim gibi içeride bizi ne beklediğini düşünürken gerilen görüşmeciler için?

İntikam KırmızısıWhere stories live. Discover now