Bölüm 3 - 19 / ZEHİR

246 53 14
                                    

"Gerçekten lanet getiren biriysem ben, bana verilen bu rolü oynamayacağım; kaderi aldatıp atlatır, bu uğurda can veririm. İşte bak, bırakıyorum seni; bendeki zehir neyse, sana da bulaşmasın..."

Edwin, duvardaki şeyin yeni güvenlik sistemim olduğu konusundaki düşüncelerimi haklı çıkartarak, "Eğer kodu girmezsen birkaç dakika içinde güvenlik şirketi seni arayacak

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Edwin, duvardaki şeyin yeni güvenlik sistemim olduğu konusundaki düşüncelerimi haklı çıkartarak, "Eğer kodu girmezsen birkaç dakika içinde güvenlik şirketi seni arayacak." deyip tuşlara basmaya başladı.

Fa-do-re-sol-fa-sol-sol-sol. Notaları geçti zihnimden.

Kaşlarımı çatmaktan kendimi alamadım. 15091999 mu? Deli herif kendi doğum tarihini mi ayarlamıştı bana kod olarak yani?

Yine aklımdakini söyleyip, "Benim doğum tarihimi gireceksin." dedi. Ses tonundan bunun bir tür ceza olduğunu anlayabiliyordum.

Hemen ardından bana dönüp "Sence ne işim var burada Scarlett?" diye sordu. Öfkeli göründüğünden güvenlik koduyla ilgili düşüncelerimi kendime sakladım. "Öncelikle dairenin anahtarı ben de zaten vardı ve sen bir randevun olduğunu söyleyip aklımı çıkartarak ortadan kaybolmadan önce zaten dairene yeni bir güvenlik sistemi kurulacağını söylemiştim değil mi?" diye sordu.

Onu daha fazla zorlamak istemediğimden söylediklerini onaylar gibi kafamı sallamakla yetindim.

"Otel resepsiyonuna oraya gelirsen bana haber vermelerini söylemek zorunda kaldım. Ben de burada gelmeni bekledim ki eğer eve gelirsen gecenin bir yarısı kapıda kalma?"

Sözleri bir başka kafa onayının yanı sıra benden mahcup bir ifade de kazandırdı ona.

"Anahtarın değişti işte bu yenisi." diye bana doğru fırlattığı anahtarı üstümdeki sersemliğe rağmen havada yakaladım.

"Üstelik eğer acil bir durum olur da kodu girmezsen, güvenlik şirketinden seni aradıklarında bir anahtar kelimen de var." derken solana doğru ilerlemeye başladı.

Hemen arkasından onu takip ederken, "Bir anahtar kelime mi?" diye sordum.

"Evet." diye cevap verdi salonumdaki en rahat görünen üçlü koltuğun ortasına her zamanki gibi kendi eviymişçesine rahat bir tavırla otururken. Ki aslında bu rahatlığını her zaman severdim.

Ben de her zamanki gibi bacaklarımı toplayarak tam yanına oturdum.

"Eğer güvenliğinden emin olmak için seni aradıklarında başına bir silah doğrultulmuş olursa diye."

"Peki, güvenli kelimem ne?" diye sordum korkarak. Çünkü bana kızgındı ve öfkesini bir şekilde güvenli kelimemi; oral seks harikadır, hiç anal denemedim, ya da yutmayı severim gibi bir şeyler seçerek benden çıkartacağından emindim.

İntikam KırmızısıWhere stories live. Discover now