17. Yeni Arfa Yolculuk -part 2-

1K 151 187
                                    

Kocaman ejderhalar, boyunlarına geçirilen zincirler ile tıpkı luydların çektiği arabalara benzeyen araçları çekerek sıra sıra dizilmişlerdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kocaman ejderhalar, boyunlarına geçirilen zincirler ile tıpkı luydların çektiği arabalara benzeyen araçları çekerek sıra sıra dizilmişlerdi. Bu bir rüya olmalı diyordu Amenia, rengarenk ejderhaların usul usul başlarını önlerine eğip efendilerine itaat ettiklerine hala inanamıyordu. Kocaman ejderhalar nasıl olmuştu da efendileri kabul etmişti Hiddarunları? Üstelik onlar Yosalar ya da Amenia gibi canlılarla konuşamazken nasıl olmuştu da alev püskürtüp herkese saldırmalarına engel oluyorlardı? Koşup bir ejderhaya dokunup zihninde oluşan sesle saatlerce konuşmak istemişti Amenia. Acaba babası daha önce bu kadar kocaman ejderhaları bir arada görmüş müydü?

Komutan Desan'ın peşinden hızla ilerledi, bu canlıları daha yakından görmek istiyordu. Yaklaştıkça ejderhalar daha kocaman geldi gözüne. Kocaman, hantal ve mutsuzlardı. Binecekleri aracı gösterdi Desan. O aracı çekecek canavarın ağızlarına çelik kemer takılmıştı. Elini uzatsa değerdi Amenia, pembe gözleriyle ejderhanın gümüş renk gözlerine uzun uzun bakmak istedi.

"Doğrudan gözlerinin içine bakmak ejderhalar için bir tehdit. Gözlerini yavaşça kırparsan ona dost olduğunu belirtmiş olursun," küçükken babasının söylediği sözleri hatırladı. Gözlerini yavaşça kırpıp başını öne eğdi. Ejderhayı selamlamıştı, sırtı gümüş gibi parlayan dev canavar da gözlerini yumup aynı şekilde Amenia'ya selam vermişti. Amenia ejderhaya hayran hayran bakarak ilerlemeye devam etti. Bu selamlaşma ikisi arasında kalmıştı.

Ejderha arabasına ilk binen Amenia olmuştu. İki luydun çektiği aracı tek başına çeken kocaman ejderhayı düşündü bir süre daha. Kocaman kanatları ile alaca karanlıkta süzülüp nasıl yolunu bulacaktı acaba. Grubundakiler de yanına oturunca sessiz sessiz düşünmeye devam etti.

Aynı anda Eran, İro ve Gar'hun onları Şah Saray'a ulaştıracak başka bir ejderha arabasındalardı. Eran ejderhalara bakınca bu güçlü canlılar gibi Hiddarunların da esaret altında olduğunu düşündü. Ağızlarında çelik kemerler ya da boyunlarında zincirler olmasa da her sözü emir kabul edilen Herradenler fermanlarla, yasalarla Hiddarunların neyi var neyi yoksa ellerinden alıyordu. Bir de üstüne kendi topraklarında Hiddarunları köle gibi çalıştırıp hasat edilen ekinlerin en lezzetlilerini, toprak altındaki bütün kıymetli madenleri, güçlerini, düşüncelerini her şeylerine el koyuyorlardı.

Her yeni arfta arfın ilk ekini hasat edilir, yemekler yapılır halk ziyafet çekerdi. Herradenler için arfın ilk günü Hiddum'dan yeni ve leziz yiyeceklerin gelmesi demekti. Eran ileride kral olunca bir daha halkını aç bırakmayacağına yemin etmişti. Gördüğü sefalete her arf bir yenisi ekleniyor, bir yandan da Vaknas'ın sözleriyle içten içe öfkesi körükleniyordu. Belki de Vaknas'ın dediği gibi yokluk yüzünden ailesi Eran'ı Andarun'a terk etmiş olabilirdi. Oturduğu yerde sessizce alaca karanlığa baktı. Kahverengi kanatlarını bedenine yaklaştırıp arkasına yaslandı. Ejderhalar uçana kadar Gar'hun ile konuşmadı.

Kalkış zamanı gelince; önce alaca karanlığa karışan kırbaç şaklaması ardından kamçıdan nasibini alan ejderhaların kükremesi sessizliği bölmüştü. Kocaman kanatlar havayla dolunca kendilerini ve çektikleri araçları uçurmaya başlamışlardı. Kalkış araçların içindekileri sarsmış hatta bazı Herradenlerin uçma refleksi dedikleri ani kanat çırpma durumu yaşanmıştı. Kalkıştan birkaç dakika sonra gümüş sırtlı ejderhalar daha önce kimsenin uçamadığı hızla araçları çekmeye başlamıştı. Üstelik o kadar hızlı bir şekilde yükselmişti ki ejderhalar; hava sıcaklığı hızla düşmüştü.

HİDDARUN *Düzenlenecek*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin