42. Ödeşme

495 77 160
                                    

Bugün bir değişiklik yaptım ve deneme yanılma yolu ile bölüm arası medyamızı bir sonraki boyuta taşıdım artık bir hareketli resmimiz var :D

Bugün bir değişiklik yaptım ve deneme yanılma yolu ile bölüm arası medyamızı bir sonraki boyuta taşıdım artık bir hareketli resmimiz var :D

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Y.Ö 123 Hiddum – Andarun Kalesi

"Neredeyse gece yarısı oldu İro, şimdiye kadar gelmesi gerekmez miydi?" diyerek pencereden dışarıya bakmaya devam etti Amenia. Yıldızların ışıkları gök gibi kara bulutlar arkasına gömülmüştü, havanın soğukluğuna bir de tüyler ürpertici bir sis tabakası eşlik ediyordu. "Başına kötü bir şey gelmiş olmasın?"

"Hadi ama endişelenme, Eran'dan bahsediyoruz," kendinden emin ses tonuyla masanın üstünden uçup pencereye süzüldü İro. "Ona hiçbir şey olmaz," Amenia'nın yanına konduğunda bütün endişeleri süpürecek bir ifade yer etmişti yüzüne. "Eran kendini korumayı bilir, eminim çok önemli bir şey peşindedir. Birazdan gelir." Söyledikleri Amenia'nın içine su serpse de kendi içini yiyip bitiriyordu kadim dostunun hala gelmeyişi. Eran ona gece yarısından önce geleceğini söylemişti ama genç adam hala ortalarda yoktu.

Amenia'ya baktı, kara gökyüzünün yansıması kızın pembe gözlerine taht kurmuştu. Hüzünlü ve yorgundu pembe kanatlı kız, böylesine güzel bir günde küreyi aldıkları için sevinçli olması gerekmez miydi? Birkaç saat boyunca küreyi evirip çevirip nasıl çalıştığını anlamaya çalıştıkları zaman da Amenia'nın keyfi pek de yerinde değildi. Üstelik olur da o yaratığı odanın orta yerinden çıkartırlarsa diye aklı çıkmıştı. Nornor Gon da kızın yüzündeki gülümseme de gelmemişti, ilkine neyse ki derken ikincisi için neden demişti İro. Sonra da küreyi kılıfına kaldırıp Eran'ı beklemeye karar vermişlerdi. O dakikadan beri pembe kanatlı kız kasvetli kasvetli dışarıya bakıyordu.

Eran'ın uçup giden neşesini geri getirdiği gibi bu Herraden kızını da güldürmek, neşelendirmek istiyordu İro. "Hadi ama şu halini gören de sofradan aç kalktın sanacak. Gel masada iki laflayalım Eran gelene kadar. Bu gece yalnız kalmamış olursun, benim gibi iyi sohbet eden bir zagzosu bir daha nerede bulacaksın, değil mi?"

Gülümseyerek İro ile birlikte pencereden ayrılıp masaya yöneldi. Haklıydı konuşan kartal, sohbet edecek birisine ihtiyacı vardı. Rin'in sohbeti her zaman uzun olmuyor, minik kahramanı genellikle uyku numarası yapıp Amenia'yı alt ediyordu. İro bazen içine şüphe uyandırsa da ona güvenebileceğini hissediyordu. Belki de oldu olası hayvanları sevdiği için konuşan bir kartala karşı koyamıyordu belki de İro'nun zamanla ona karşı daha sıcak yaklaşması böyle hissettirmişti, emin değildi Amenia.

"İro, bana neden Eran'ın nereye gittiğini söylemiyorsun?"

Bu soruyu beklemiyordu, "Eran bir Prenssoy, onun yaptıklarını bilmen her zaman iyi olmaz Amenia," duraksadı üzerine dikilen pembelere karşılaştığında kelimelerini toplaması gerektiğini fark etti. Onun hakkında bütün sırları anlattığı için pişman oldu, bu hatasını telafi etmek için gitti diyemezdi elbette. "Gittiği yeri bilmen senin başına bela açar."

HİDDARUN *Düzenlenecek*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin