31. Grinin Fısıltısı

745 115 251
                                    

Herkese merhabaaa! Bu kez bölüm arası medyasında size Parus'u taktim etmekten onur duyuyorum. Keyifli okumalar dilerim :D

 Keyifli okumalar dilerim :D

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Y.Ö. 123 Hiddum - Andarun Kalesi

Kandil, sıcak ve parlaktı. Geceye tezat hemen kanadının dibindeki komodinin üstünde sessizce yanıyor, turuncu huzmelerle etrafı aydınlatıyordu. Işık, aydınlık, bunları istemiyordu Parus, kanatları bedenine çökmüş kirli zırhı hala üzerindeydi. Yatağının üzerinde oturup kaş çatmak da istemiyordu genç Gama veya derin derin iç çekip öfkeyle solumak... İstediği tek şey Amenia ile konuşmaktı.

Oysa pembe kanatlı kız, bir saniye bile beklemeden çekip gitmişti. Amenia'nın gözlerinin içine bakıp öylece kala kalmıştı Parus. Öfke, pembeye hiç yakışmayan, o gözlerde Amenia'ya ait olmayan öfke ve hayal kırıklığını görünce ses telleri düğümlenmişti. Tek laf bile etmesine fırsat tanımadan ardına dönmüştü Amenia. Hiddarun'u iyileştirmişti. Üstelik sadece iyileştirmekle kalmamış gözünün içine baka baka komutandan o aşağılık yaratıkla kütüphaneye gitmek için izin almıştı.

Yumruğunu sıktı Parus, o anı bir türlü kafasından silip atamıyor Amenia'nın sorusunu düşündükçe aklını kaçıracak gibi oluyordu. Sırf kendisiyle gitmesin diye kahverengi kanatlı adamla gidecek kadar kızmıştı Amenia, böyle düşünüyordu Parus. Gri gözleri kıskançlıkla gece gibi kararıyordu. Amenia, o adamı Parus'a tercih etmişti.

Odadaki herkes horul horul uyurken Parus göz dahi kırpmadan duvara bakıyordu. Bir zamanlar Amenia'nın yattığı yerdi gözlerinin sabit kaldığı nokta. Kız gidince yatağı, eşyaları her şey kaldırılmıştı. Sanki Amenia hiçbir zaman buraya gelmemiş, burada kalmamış, Parus'a günaydın dememişti. O günler, ne çabuk geride kalmıştı da Parus hala hazmedemiyordu. Burnundan soluyup gözlerini yumdu.

"Aptal," sessizce fısıldadığı kelime Amenia için değil kendineydi.

"Daha ona söyleyemiyorum bile," fısıldamaya devam etti. Amenia'ya söyleyemiyordu, ne geçmiş günleri anlatabiliyordu ona ne de acilen söylemesi gerekenleri. Amenia'yı görünce kelimeler de kanatları da elleri ve hatta ayakları da birbirine dolanıyordu. Bu hissin ne olduğunu gayet iyi biliyordu Parus, peki ya Amenia, o da fark ediyor muydu bunu?

Hıncını zırhından çıkarırcasına sol eliyle göğsündeki kayışları söktü. Gevşeyen zırhın altında katlanmış kağıtlar belirdi, Parus için onların orda olması sürpriz değildi. Kağıtları oraya koyan genç Gamanın kendisiydi.

"Sana bunları bile söyleyemedim," diyerek iç çekti.

Eline aldığı kağıtlar sıcacıktı, bedeni onları ısıtmıştı. Bu gece Amenia ile kütüphaneye gitmek için bunlar yüzünden ısrar etmişti. Üç buruşuk mektup için...

"Ama sen," kağıtlara zarar vermeden komodine koydu, arkasındaki pencereden dışarıya baktı. "Çok yanlış kişiyi seçtin Amenia," nefesi hırıltılı bir fısıltı olarak camda buğu oluşturdu.

HİDDARUN *Düzenlenecek*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin