28. Kanatların Dansı

908 126 171
                                    

Bölüm öncesi sesleniş ile huzurlarınızdayım herkeslere merhabalar 😊😊😊 Bütün fantastik severlere bu bölüm keyifli okumalar dilerim...

Bölüm öncesi sesleniş ile huzurlarınızdayım herkeslere merhabalar 😊😊😊 Bütün fantastik severlere bu bölüm keyifli okumalar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Y.Ö. 123 Hiddum - Andarun Kalesi

Kanatlarının ardından önce bedenini sonra ruhunu sıvazlayan bu his; dehşet verici bir korku. Liena'ya pukkalarla konuşurken yakalanmaktan kat kat daha büyük bu dehşet hissiyle elindeki kitabı parmak boğumları acıyana dek sıkıca kavradı. Bir el, kanlı canlı bir el omzuna dokunuyordu.

Ani kelimesine yeni bir kavram ekleyecek üzerine de bol miktarda panik serpiştirecek bir hareketle elindeki kitabı tüm gücüyle savurdu. Belli ki Komutan Desan'la bütün gün sopa savurmak işe yaramıştı. Amenia derin bir nefesle ardına dönerken hızla omuza dokunan eli hedef almıştı.

Hedefindeki el gözlerinin takip edemeyeceği çeviklikle kitap darbesini atlattı. Daha kendini toparlayıp hamlesini tamamlayamadan elin sahibi Amenia'nın bedenini kavrayıverdi. Beş iri parmak ince dudaklarını hapsedince sesi de bedeni gibi kıskıvrak yakalandı.

Sakinliğini tamamen kaybetmişti, çırpınarak kanatlarıyla onu kavrayan kollardan kaçmaya çalışıyordu. Bu kollar, çok güçlüydü. Bedenini sımsıkı kavrasa da canını yakmaktan kaçınır gibiydi.

"Amenia," kulağındaki fısıltıyla korku da endişe de uçup gitmişti. Eran, bu ses Eran'ın sesiyi. "Sakin ol!"

Bunu demesine gerek yoktu, Amenia onu kavrayan bedenin Eran olduğunu anlayınca sakinleşmişti.

Eran Amenia'yı kitaplığın ardında görünce kendisini beklediğini sanmış, kızcağızı şaşırtmak için omzuna dokunmaya karar vermişti. Aklının ucundan dahi geçmemişti ki Amenia'nın bu kadar korkup kitapla kendine saldıracağı. Bir anda kayan yıldız gibi kitabın ellerine savrulduğunu görünce arflardır eğitimini aldığı savunmayla kavramıştı Amenia'yı. Ellerinin altındaki ılık nefes, gözünün içine bakan bir çift pörtlek pembe gözle kendine geldi. Kollarını hızla çekerken bir adım gerilemişti. Siyah kanatlar aşkına, nasıl bir histi bu Eran'ın bedeninde binlerce su müslümü iğnesi dikiş dikiyordu adeta.

"Yüce kanatlar! Ne halt yapıyorsun burada Amenia?"

"Seni bekliyordum," şaşkınlıkla konuşuyordu. "Bir ses duyunca gelenin sen olduğunu sandım Eran. Muhafız ve..." bir saniye durakladı neden anlatıyordu bunu bilmiyordu ama ses telleri eylemine devam etmek için boğazını yakıyordu. "Gönüllü bir Lutha'yı gördüm. Önemli bir şey konuşuyorlardı sanırım, duymamam gereken önemli bir şey. Burada benim olduğumu fark ettiler, seni onlardan biri sandım."

Sesindeki titreme Amenia'nın korkusunu ele veriyordu. Eran muhafız kelimesini duyunca kaşlarının çatılmasına mani olamadı.

"Buraya gelirken girişteki nöbetçiler dışında kimseyi görmedim. İro," Eran seslene kadar Amenia adını unuttuğu o güzel kartalın da burada olduğundan bir haberdi. "Sen kimseyi gördün mü veya bir şey duydun mu?"

HİDDARUN *Düzenlenecek*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin