Bölüm 9; cadılar...

503 84 156
                                    

Kara Çekiç'i bıraktıktan sonra aradan yıllar geçmiş, Ugo Sınır Kurtları'nın eğitimini adından söz ettirir bir şekilde tamamlamıştı. Çocukluğundan beri çekiç taşımaya alışık olduğu için kılıç gibi birçok başka silah üzerine yoğunlaşsa da en sonunda gürz ya da balyoz gibi şeylerle savaşmanın ona daha çok uyduğunu fark etti. Lakabını çoğu Sınır Kurdunun aksine daha eğitimini bitirmeden almış, huysuzluklarıyla ve girdiği kavgalarda insanlara acımasızca savurduğu çekiciyle ün yapmıştı; Huysuz Çekiç Ugo.

Kabusları ve gördüğü halüsinasyonlar günden güne azalmış, mezun olup ilk görevinde gürzünü yaratıkların kafasına vura vura kana bulayınca her şey son bulmuştu. Kısa bir sürede en zor görevlere tercih edilen adam olmuştu. Korkusuzluğu ve acımasızlığı en lanet yaratığın bile tereddüt etmesine sebep oluyordu. Onunla beraber görevlere katılan insanların çoğu bile en az bir kere Ugo'yu kabuslarında kendilerini öldürürken gördüklerini söylüyorlardı.

Tüm bu süre boyunca Kara Çekiç'e de uğruyor çoğu zaman kafa dağıtmak için birkaç kılıç yapıyor ama ihtiyarlar onun eserlerini Sınır Kurtları'na yüksek meblağlara satıyordu. Daha sonra kendi yaptığı bir kılıcı onu satın alan adamın elinden alıp kırınca bu olay Kara Çekiç'tekilere ders oldu. Kara Çekiç'te eski günlerden herkes bir bir toprak altına girerken etrafı yeni yeni çıraklar sarıyordu. Bir gün Dlatan'ın da hastalanıp yataklara düşmesiyle Ugo uzun süre görev almadı. Ustasının son günleri boyunca demircilikle uğraşıp onu demir çınlamalarıyla uğurladılar. Büyük bir cenaze töreni oldu. Doğu Krallığı'ndaki Migrona dağından özel bir maden getirttiler. Simsiyah parlayan bu metalden kapkara bir çekiç dövüldü ve insanlığın karanlık günlerini aydınlığa çeviren insanlardan biri olan, Kuzey Krallığı demirci loncası Kara Çekiç'in kurucusu olan Dlatan'ın mezarına koyuldu. Bunun üzerine Lakahl, Kara Çekiç'in yeni lideri olarak tavsiye edilmişti. Başka insanların bu işe daha layık olduğunu ileri sürse de kimseyi ikna edemedi. Ugo cenaze işlemleri bitince görevlerine geri dönmüş ama Lakahl'ın bu işi babası gibi yapamayacağını söyleyerek görevi reddettiğini duyunca Kara Çekiç'i basmıştı. Aralarında geçen yumruklu tekmeli bir kavga sonunda ikisi de göz yaşlarına boğulmuş ardından da Lakahl'ın liderliği resmiyete kavuşmuştu. Küçüklüğünden beri olgunluğuyla en yaşlısından en gencine kadar herkeste kayıtsız bir saygı uyandıran Lakahl'a böyle davranabilecek tek kişi Ugo'ydu. Zamanla kendisinin iki katı cüsseye ulaşmış, herkesiz amansızca korktuğu Ugo'nun karşısına da böyle dikilebilecek tek kişi Lakahl'dı. Kara Çekiç'in efsanevi demircileri bir kez daha kendilerinden söz ettirmişti. Dedikodular Kuzey Kralı'nın kulağına kadar gitmiş, beyaz sakalını avuçlayarak gülmesine sebep olmuştu.

Bu sırada krallıklar gittikçe büyüyor, Kuzey Krallığı ise gittikçe perde arkasına çekiliyordu. Kuzey Kralı diğer krallıkların başlarına bir kral seçmelerini ve kendilerini bağımsız bir şekilde yönetmelerini ilk önerdiğinde insanlar bu fikre tamamen karşı çıktı. Tüm krallıkların Kuzey Kralı tarafından yönetilmesini isteseler de kral bunu reddetti. Tüm kıtayı ele geçirmek gibi bir derdi yoktu. Tüm insanlığın tepesinde durmak gibi bir derdi de yoktu. Büyük Savaş'ın ilk kıvılcımıydı o ve savaş kesinlikle onun insanları örgütleyiş şekli ve liderliği sayesinde kazanılmıştı ama bu savaşı insanlar özgür olsun diye açmıştı ve onlara özgürlüklerini verecekti. Ona bel bağlamak yerine kendi ayakları üzerinde durmalarını talep ediyordu. Krallıklar arasında belli başlı anlaşmalar oluşturdu ve denge için dört krallığın arasında kalan kısma, kıtanın tam ortasına tarafsız bir bölge oluşturdu. Her krallıktan eşit sayıda üye barındıran bir Kadim Göl Kurulu kurdu ve bu kurulu kendisini bile bağlayacak yetkilerle donattı. Yaptıkları insanların ona daha da saygı duymasını sağlamıştı ve bir yerde yazılı olmasa da tüm krallıklar Kuzey Kralı'nı kendi liderleri olarak görüyordu.

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora