Bölüm 83; peki o zaman, plan ne?

400 66 211
                                    


"Peki ya şu Cadı Avcısı yaşıyor meselesi de ne?" diye sordu Jakaranda. Evan bundan bahsetmeyi tamamıyla unuttuğunu o an fark etti. Bu soruyu sormasından memnun olduğunu anlatan bir bakış attı Jakaranda'ya. "Aslında bu biraz eski bir mesele. Kafamda bazı şeyler vardı ama başımıza gelen son olaylardan sonra ancak netlik kazanabildiler. Yeşil Gök Ormanı'nda gulyabani benimle birlikte Amasia'nın anılarına girdiğinde çok ilginç şeyler oldu." dedi Evan. Gulyabaninin ne olduğuna dair tek kelime dahi bilmeyen çocuklar birbirine bakmış, Evan bunu fark etmiş ama konuyu onlara açıklama yaparak dağıtmak istememişti.

"Orada, yani Amasia'nın zihninde gulyabaninin gücünün yetmediği bir yaratık vardı. Çok sonra anladığım üzere bu Kor'un gücüne sahip Cadı Avcısı'ydı. Amasia'nın anılarıyla beraber onun anılarının bir kısmını da gördüm. Çocukluğundan, cadılarla savaşmasından ve annesiyle tartışmasından kesitlerdi bunlar. O anılarda Nazal'a da birkaç kez denk geldim hatta. En sonunda, Cadı Avcısı gulyabaniyi öldürdükten sonra onunla tanışma fırsatım oldu."

"Kiminle?" diye sordu Daniel heyecanla. Evan gülümsedi ve "Kor Taşı'yla tabii ki de! Cadı Avcısı'yla! Üç kardeşin en büyüğüyle!" dedi. "Başımı okşadı ve pes etmemem gerektiğini söyledi!"

Herkes donakalmıştı.

"Ondan sonra bayıldığımı ve gözlerimi Ainhina'da açtığımı biliyorsunuz. Daha doğrusu..."

Elini kendi göğsüne doğrultup "Gözlerimi değil de bu şeyi!" dedi.

"O anda yanı başımda duran Amasia'nın içinde aynı adamı tekrar hissettim. Şu anda da hala hissediyorum. Orada! Kor Taşı'nın içinde! Sis için de aynı şeyi hissediyorum! Düşüncem o ki bedenleri yok olmuş olabilir ama Cadı Avcıları'nın ruhları hala kendilerinden geriye kalan taşların içinde! Ve dışarıda olan şeylerden haberdarlar! Kor Taşı! O beni tanıyordu! Büyük ihtimalle hepimizi tanıyor! En çok da seni Amasia! Sis Taşı'nı hissettiğimde duyduğum ilk şey bir yardım çığlığıydı! Nazal! O da yapılan şeylerden hoşnut değil! Acı çekiyor ve öfkeli! Bizden bir şeyler yapmamızı istiyor!"

"Hiç bu şekilde düşünmemiştim." dedi Manik. "Gözümde Sis Taşı kötülüğün kaynağı! O olmasa her şey daha iyi olurdu!"

"Seni çok iyi anlıyorum." dedi Amasia. "Kor Taşı'nın insanlık için büyük bir umut olduğu ilk söylendiğinde bunu kabul edememiştim! O kadar masumun ölümüne sebep olan ve hayatımı mahveden bu şey nasıl iyi olabilirdi ki?!"

Jakaranda göz ucuyla Amasia'ya bakıyordu.

"Daha sonra anladım, her şey iyi veya kötü olabilir. Cadının kontrolündeyken yüzlerce kişiyi katleden aynı Kor Taşı'yla kendimi, dostlarımı ve insanları yüzlerce kez kurtardım! Şimdi de aynı şeyi tekrar yapmamız gerekiyor! Kalbi kararmış şu adamın elinden Sis Taşını alalım gitsin!"

Manik başını salladı. O esnada kurtlarıyla ilgilenen Lulu "Peh!" dedi.

"Eğer görevimizle alakalı olmasaydı bu çocuğa asla yardım etmezdim! Etrafa tuzak kurmaktan başka bir şey bilmeyen bir korkakla işim yok!"

Belli ki Lulu kurtlarının başına gelenlerden dolayı hala sinirliydi. Manik de kendisine söylenen bu şeylerin altında kalacak gibi gözükmüyordu. Lulu'ya bir bakış attı ve "Kurtlarının tuzaklarımdan kaçamayacak kadar zavallı olmaları benim suçum değil!" dedi. "Ayrıca bundan başka bir çaremiz yoktu! Cadı Avcısı hakkında en ufak bir fikrin yok, o güçlü."

Lulu uğraşını bıraktı ve ona doğru bir adım attı.

"Zavallı olan sensin! Bir cadı da yüzlerce insandan daha güçlü ama bu abimi durdurmamıştı! Burada saklanacağına git ve savaş! Seni korkak!"

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Where stories live. Discover now