DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)

Bölüm 66; bu kız canını sokakta bulmuş!

"Almas!"

Baştabibin bağırmasıyla kendine geldi Almas. Hızla arkasını dönüp "Tamamdır teyze hallediyorum!" diye seslendi. Dönüp dönüp Jakaranda'ya bakarak tezgahın önüne geçti. Eşyaları düzene sokmaya başlamıştı. Dasa Teyze odaya tekrar girip "Üst katta hazır birkaç yatak var. İstirahat edebilirsiniz." dedi. Bunun üzerine Jakaranda merdivenlere doğru yol almış, bunu hisseden Almas gizlice başını çevirip ona bugünlük son bir kez bakmıştı. Çünkü yarın kıyamet kopsa da ilk işi onun yanında bitmek olacaktı.

Merdiveni çıkan ayak sesleri son bulup kapının açılma sesi duyulunca olduğu yerden fırlayıp Amasia'nın yanına koştu Almas. Jakaranda'nın artık kendilerini duyamayacağından emin olmuş, Amasia'nın kollarını yakalayıp "Bana Güney Krallığı prensiyle yolculuk yaptığını neden söylemedin Amasia!" diye bağırdı. Amasia daha ağzını açmamıştı ki "Ve o bir beyaz insan!! Ve onun ismi Jakaranda!! Onun ismi Jakaranda!! Bu bir mucize, bu kader olmalı!!" diye devam etti Almas. Onun omzunu tekrar sıkıp "Bana ondan bahset Amasia! O nasıl biri?" diye sordu.

"Can sıkıcı!" dedi Daniel. Almas başını ona doğru çeviriverdi. Düşmanlık dolu iki gözü, Daniel'in gözleriyle buluşmuştu. Ona doğru yürüyüp parmağını zırhına bastırdı ve "Sen kim oluyorsun da onun hakkında böyle konuşabiliyorsun ha?! Belli ki basit bir askersin!! O ise bir prens!" diye çıkıştı. Yume ve Amasia birbirine baktılar. Almas ne yaptığını bilmiyordu. Ateşe yağ dökmekti bu çünkü Civciv'in ezeli düşmanı gibiydi Jakaranda. Ve beklenilen oldu. Daniel müstehzi bir kahkaha attı ve kızın elini tutup kenara fırlattı. "Şimdi beni iyi dinle Ainhina'lı! Dünyamız hakkındaki bilgilerin ne kadarına hakimsin bilmiyorum ama ben Kuzey Krallığı'nın şanlı bir Sınır Kurduyum! Güneyin prensiymiş!! Onların kralı da gelse bu söylediğini kabul edecek değilim!"

Almas da aynı türden bir kahkaha attı ve "Bu söylediklerin sadece onu kıskanıyormuşsun hissi uyandırıyor, söyleyeyim! O senden daha yakışıklı olduğu ve prens olduğu için onu çekemiyorsun! Hatta büyük ihtimalle Jakaranda senden kat kat daha güçlü bir savaşçı!" dedi. Yume sağlam bir kahkaha attı ve Amasia'ya dönüp "Bu kız canını sokakta bulmuş resmen!" dedi. Amasia arlarına girmek, onları durdurmak istese de artık çok geçti, Daniel'in gözleri kan çanağına dönmüştü.

"Onu kıskanıyormuşum öyle mi?! O benden her konuda daha iyi öyle mi?! Bu söylediklerine küçük çocuklar bile güler!! O övmekle bitiremediğin züppeyi hangi şartlar altında olursa olsun geride bırakırım ben!!"

"Bundan şüpheliyim!"

"Sen... Sen nasıl bilebilirsin ki?! O kendini beğenmiş aptal serseri hakkında ne bilebilirsin?! O sadece... O sadece..."

Daniel çıldırmış, cümlesine devam edemeyecek kadar öfkelenmişti. Yume'ye dönüp "Öyle değil mi?" diye sordu. Yume omuz silkti ve "Çok da kötü biri değil be Civciv!" dedi. Almas bunun üzerine kıkırdamış ve "Civciv mi?" dedikten sonra biraz gülmüştü. "Adın bu demek? Jakaranda'yı neden çekemediğin belli oldu!"

Daniel ayağını yere vurmuştu. Ya saçlarını yolacak ya da bu iki kızı gırtlaklayacaktı. Yume kendince konuşmaya devam etti.

"Yaaa aslında Jakaranda'yla baya benziyorsunuz biliyor muydun? Hem çocuk kötü bir şey yapmadı ki yanlış mıyım arada Amasia'yı öldürmek istiyor o kadar!"

Amasia, Yume'nin bunu sadece ve sadece Daniel'i daha da öfkelendirmek için yaptığını, aslında onun da herkes gibi Jakaranda'dan haz etmediğini biliyordu. Yume elini açıp parmaklarıyla saymaya başladı. "O gerçekten de yakışıklı, ve onun adamları var biliyor musun Güney Krallığı'nda general mi ne bu çocuk boş biri değil yani. Ayrıca harika bir büyücü! Çılgın şeyler yapıyor! Dişsiz Kurtlar bu çocuğun nereden baksan on sene gerisinde ben sana söyleyeyim yani!" dedi ve duraksadı. Donakalmış, bakışlarını bir noktaya sabitleyip, dalıp gitmişti. Yutkundu ve derin bir nefes aldı. "O çok iyi bir büyücü." diye tekrarladı. Amasia garipliği fark edip ona doğru dönmüştü. "Ne oldu Yume?" diye sorduğunda onun öfkeden kudurduğunu fark etti.