Bölüm 91; bugün kimseye merhamet yok!!

369 68 275
                                    




Delikten aşağı atlayan Evan bir saniye bile beklemeden Gargrimm'e doğru fırladı. O kadar hızlı koşuyordu ki arkasındaki Chester ve Manik ona yetişemiyor, aralarındaki mesafe gittikçe açılıyordu. "Evan! Bizi bekle!" diye bağırdı Manik. Evan umursamadı. Yuvalarından çıkacakmış gibi açtığı gözleri fıldır fıldır dönüyor, zihnindeki ayrıntılar birbirine giriyor, her şey binlerce gladyatörün cenk ettiği bir arenanın kargaşası gibi darmaduman oluyordu.

Sahte Gargrimm'in Kor Taşı'nı davet edişi Jakarnada'nın içini kıpırdaştırıyordu, Evan'ı endişelendiren şey buydu. Belli ki sabredemeyecek, kendince açık verdiğini düşündüğü Gargrimm'i öldürme fırsatını görmezden gelemeyerek saldırıya geçecekti. Onun kafasında bunun en mantıklı şey olduğuna dair düşünceler dolaşıyordu, Evan'ın hissettiği şey buydu. Bir şey yapmalı ve onu engellemeliydi yoksa tuzağa düşecekti.

Ciğerlerini patlatırcasına, tabanlarını yere vura vura koşuyor, kalbi dostunun ölümle burun buruna geleceği o anın korkusuyla sıkışıyordu. "Yapma!!" diye bağırdı Evan. "Jakaranda!! Yapma!!!"

Evan'ın sesi ona ulaşamamış, Jakaranda zırhı içindeki onlarca hareket büyüsünden birini kullanıp sahte Gargrimm'in kafasını almıştı. "Hayır!!" diye bağırdı Evan. Saçlarını yolmak istiyordu. Arkadaşı üzerinde beliren mavi işaret çıldırmasına sebep olacaktı. Dayanamazdı. Jakaranda'yı böyle kaybetmeyi kaldıramazdı. Gargrimm'in zihnine bakınca göğsü daha da sıkıştı. Onu öldürecekti. Onu kesinlikle öldürecekti buna şüphe yoktu. Evan'ın vücudundaki her hücre alarma geçmiş gibiydi. Telaş bedenini yakıyor, parmak uçlarından saç diplerine kadar her yeri korkuyla karıncalanıyordu.

Gargrimm'in Jakaranda'yla konuşmasını dinleyince ümitlendi Evan. Bu konuşma biraz uzarsa belki yetişebilirdi. Gerçi yetişse bile ne yapacağı hakkında fikri yoktu. Bu yüzden bir yandan Amasia'nın durumuna bakıyor, orta kata anca girebilmiş Yume ve kurbağaların Saburo ve diğerleriyle konuşmalarını dinliyor, alternatifler üretmeye çalışıyor ama çaresiz kalıyordu. Şimdilik elinden sadece koşmak gelse de ümitliydi. Bir şekilde onu kurtarabileceğini düşünüyor, kendini feda etmesi gerekse bile bunu başarmanın bir yolunu bulacağına inanıyordu.

Jakaranda'nın bir anda sakinleşmesiyle ürperdi Evan. "Hayır!" dedi. "Ona cevap ver seni aptal!! Bana zaman kazandır!!" diye bağırdı. Jakaranda pes etmiş, ölümü kabul etmişti. Gargrimm'in ondan istediği şeyi yapmaktansa ölmeyi tercih ediyordu. Evan'ın gözleri doluverdi. Aşırı duygu yoğunluğuyla sendelemiş, az daha dengesini kaybedip düşecek hale gelmişti. Jakaranda'nın kalbinde gördüğü haysiyet hissi ne de tatlıydı. Kafasını kaldırdı ve yaşların aktığı gözlerini kendinden yüzlerce metre uzaktaki dostunun gözlerine dikti, kıvanç dolu bakışları "Arkadaşlarımı satacağıma ölürüm!" diye bağırıyordu Jakaranda'nın. Kendisinin, ailesinin ve prensi olduğu krallığın izzetini korumak için ne de büyük bir gayretti bu. Çenesi titreye titreye "Bunun sırası değil!" diye fısıldadı Evan, bacaklarını kopartırcasına koşmaya devam ederken. "Ölmenin hiç de sırası değil Jakaranda!!"

O anda Sis'in önüne dikilip her şeyi durduran Amasia'nın girişiyle daha da panik oldu Evan. Amasia'nın cesareti de güneş gibi parlıyordu ama şimdi bunları düşünecek zaman değildi. Hiçbir şey planladıkları gibi gitmiyordu. Ölüm riski birden ikiye çıkmıştı Evan'a göre. Yume'ye tekrar baktı. Hala çok uzaktaydı. Yetişemeyecekti. Ne o ne de Evan zamanında ulaşmayı başaramayacaktı.

O anda bir gerilme hissetti Evan. İki koca ışık tüm görüş alanını kaplamış, kırmızı ve mavi parıltılar birbirine girmişti. Evan'ın normal insanların göremeyeceği şeylere açık zihni Sis Taşı ve Kor Taşı'nın yüzleşmesiyle dehşete düşmüştü. Sahiplerince bile büyüklüğü fark edilemeyen bu olay Evan'ın nezdinde iki dağın çarpışması gibiydi. Bir anda mor bir patlama yaşandı ve yere düştü Evan. Gargrimm'e de Amasia'ya da gözüken o anı, biraz daha silik bir şekilde onun da beyninde canlanmıştı. Elini yere vurup doğruldu ve hala başının dönmesine rağmen parmakları kopan Gargrimm'e ve kan kusan sevgilisine doğru koşmaya devam etti.

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin