Bölüm 77; batmışız batacağımız kadar

342 69 139
                                    




İki saat kadar etrafta dolanmalarına rağmen avlayacak herhangi bir şey bulamamışlardı.

"Uff!! Buralar da çok sessiz sakin mekanlarmış yaa!! Evimi özledim! Şöyle hafiften tehlikeli bir şeyler çıksa karşımıza da savaşsak!! Değil mi?!"

Almas, Yume'nin birkaç adım arkasından mutsuz mutsuz yürüyordu. Onun bu haline artık katlanamayan Yume yanına yaklaşıp yanaklarınız sıktı ve "Bu hal ne böyle Okçular Kraliçesi!! Yüzün neden asık?!" diye sordu, sanki bilmiyormuş gibi. Sesini de değiştirmiş, dudaklarını büzüp sanki bir bebekle konuşuyormuş gibi yapmıştı. Yanakları mıncıklandığı için rahat rahat konuşamasa da "Bana lakaplar takıp durmayı bırakacak mısın artık?" dedi Almas. Yume ellerini yüzünden çekip omuzlarına attı ve hafifçe sarsarak "Lakaplar güzeldir! Lakaplar her şeydir kızım!! İsimler akılda kalmaz, Kuzey Krallığı'nda lakabınla bilinirsin!!" dedi. Almas biraz olsun gülümseyip "Seninki ne peki?" diye sordu. Yume bu soruyu sormasını istiyormuş gibi birkaç adım geri çekildi ve baş parmağını göğsüne bastırdı.

"Kıtadaki, büyünün turuncu rengine en hakim Dişsiz Kurt; Ejder Kol! Hizmetinizde!!"

Almas gülmüş ve alkışlamıştı. "Gerçekten de güzelmiş!"

Heyecanla atılıp "O zaman Jakaranda'nın lakabı ne?" dedi. "Gümüş Kurt!"

Almas ellerini yanaklarına bastırıp "Çok güzelmiş! Ne kadar da asil ve havalı!" dedi. Jakaranda'nın lakabını Yume'de seviyordu. "Peki Evan'ın lakabı ne?!" diye devam etti.

Yume güldü ve "Ugo'nun Çırağı!" dedi. Almas garipsemişti. "Ugo mu? O da kim?"

Derince bir iç çekti Yume, "Evan'ın ustası!" diye karşılık verdi.

"Kuzey Krallığı'nın en muhteşem savaşçılarından birisi! Evan için de çok önemli birisi tabii! Ustadan çok baba gibi hatta! Saf çocuk çaylaklık döneminde her yeni tanıştığı insana kendini Ugo'nun çırağı diye tanıttı! Tanıtmakla da kalmıyor, bulduğu her fırsatta ondan bahsediyordu! Bu sebeple lakabı böyle kaldı!!"

Bu anlattığı olaydan sonra tatlı tatlı güldü Yume. Almas onun Evan'dan bahsederken cıvıl cıvıl parlayan gözlerine baktı tebessümle.

"Tabii şimdilerde onu Cadı Avcısı olarak çağırıyorlar! Doğu Krallığı kalesinde bir cadı ile savaşıp öldürdüğü için! Gerçi cadıyı asıl öldüren kişi Amasia ama neyse! Evan Doğu Krallığı'nın ulusal kahramanıdır bu arada ha! Ayrıca harika bir de demircidir! Sana yaptığı hançerden anlamışsındır zaten! Hepimize hançer yapıp duruyor! Dört kralın hepsi tarafından da tanınmış ve kabul edilmiş birisidir! Hatta annem bile onu onayladı! Kesinlikle boş adam değil yani! Evan müthiştir yaaa!"

Almas gevezeliği tutan Yume'yi omzundan yakaladı ve "Onun çok daha harika bir lakaba layık olduğunu düşünüyor gibisin. Bana yaptığın gibi ona da bir lakap uyduracak olsan ne olurdu merak ettim." dedi. Yume birkaç saniye duraksadı ve güldü. Elini çenesine attı ve "Evan'a bir lakap mı? Bunu hiç düşünmemiştim!" dedi. Sonra güldü ve "Ona Evan derdim herhalde!" dedi ve kahkaha attı. Almas ne kast ettiğini anlamamıştı. "Evan'ı öyle iki üç kelimeyle anlatamazsın Almas! O Evan'dır!!"

Almas, belki de ilk kez böyle olgun gördüğü Yume'nin yüzündeki ifadenin altında yatan duygulara ulaşmaya çalışıyordu. Yoğun bir sevgi vardı elbet ama ciddi bir saygıyla da iç içe geçmişti. Onu kendisine kol kanat geren bir abi olarak görüyor gibi gözüküyordu. Ellerini ensesinde birleştirip ufka doğru dalıp gitmiş Yume'ye arkadan sarıldı. Yume de ona döndü ve kolunu omzuna atıp hafifçe başını sıkıştırdı.

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin