Bölüm 90; SAÇMALIK!!

333 62 159
                                    




Yume'nin gergedanla olan savaşı beklediğinden çok daha zorlu geçmiş, ama onu bin bir uğraşla Gökırmak'a düşürdükten sonra zaferi kesin elde edeceğini düşünmüştü. Planına göre kayalarla kaplı mahluk ırmağın dibine batar ve boğulurken, Batı Krallığı'nın bir ferdi olmasından mütevellit ateş büyüsü kullanmaktan sonra en iyi yaptığı şey yüzmek olan Yume akıntı ne kadar kuvvetli olursa olsun bir şekilde üstesinden gelecekti. Tabii gergedanın Yume'ye veda hediyesi olarak bir kuyruk darbesi vurmasıyla işler değişmişti. Bu saldırının etkisiyle bayılan Yume'nin hatırladığı son şey istemsizce bıraktığı nefesinin oluşturduğu baloncukların suyun akışkanlığıyla kırılan güneş ışıkları arasında kıpırdaşmalarıydı.

Bilinci yarı kapalı yarı açık bir şekilde sudan çıkarıldığını, suni teneffüsle tekrar nefes alabilir hale getirildiğini anımsıyor gibiydi. Öksürüklerle yerinden fırlamak istemiş ama başına bir acı saplanıp tekrar yere yığılmıştı. Elini kafasının arkasına attı ama dokunamadı. Kulağında beynini delen bir ıslık da vardı. Ne bir şey duyabiliyor ne de ayağa kalkabiliyordu. Gözleri tekrar kapanmadan önce uzaklardan üzerine doğru gelen varlıklar olduğunu gördü.

Karnına yediği yumrukla ikinci kez ayıldı. Bundan daha kötü bir uyanış şekli olabilir miydi acaba? Derince çektiği nefes, rutubetli pis bir kokuyu ciğerlerine doldurmuştu. Kıpırdamaya çalıştığında bir direğe bağlanmış olduğunu fark etti. Çok hareket edince başının arkası sızladı. Gözkapaklarına ağırlık bağlanmış gibiydi. Kaşlarını kaldırıyor kaldırıyor ama gözünü açamıyordu. Kulağına bilmediği bir dilde bağrışan insanların sesleri geliyor, anlayamadığından oradan da nasıl bir durum içerisinde olduğuna dair çıkarım yapamıyordu. Zaten bilinmezlik yeterince bunaltıyorken karnına bir yumruk daha yiyince dayanamadı. Öfkeyle "Yeter be!" diye bağırdı ve bağlı olduğu direkten güç alarak ayak tabanını ileri savurdu. Gözleri hala kapalı olsa da tekmesi hedefini bulmuş, kendini hırpalayan adam göğsüne yediği darbeyle yere devrilmişti. Birden dört veya beş farklı yerden manasını anlayamadığı ama öfke dolu olduklarından emin olduğu cümleler savruldu. Tekme atma fikrinin akıllıca olmadığını, bunun sadece her kimseler kendine vuran insanları daha da sinirlendireceğini geç de olsa anlayan Yume, hala kendisine gelememiş bedenini birazdan yiyeceğini düşündüğü daha beter yumruklar için hazırlamaya çalışıyor, kendini sıkabildiği kadar sıkıyordu. Artık az biraz açabildiği gözleriyle üzerine atılmaya kalkan kişileri engelleyen birisi olduğunu fark etti. Mağara gibi bir yerde oldukları için ışık da azdı bu yüzden sadece gölge gibi şeyler görüyordu. Yine de bir o yana bir bu yana savrulan uzun ve kıvırcık saçlarından, ince kol ve bacaklarından anlaşıldığı üzere kendini korumaya çalışan kişi bir kadındı. Öfkeden kudurmuş adamları göğüslerinden ittiriyor, kolları ve bacaklarından çekiştirip yalvarırcasına bir şeyler anlatıyordu. En sonunda içlerinden birisine bir tokat aşk etti ve Yume'nin önüne gelip kollarını açtı. Sesinin yettiği kadar bağırmaya ve uzunca bir şeyler anlatmaya başlamıştı. Her ne söylediyse karşısındaki adamları ikna etmiş gibi bir hali vardı. Dönüp ellerini Yume'nin yanaklarına koydu ve "İyi misin?" diye sordu. "İyi değilim! Durup dururken neden dayak yediğimi sorabilir miyim? Çoğu zaman hak ederim ama bu kez bir şey yaptığımı hatırlamıyorum!" diye cevap vermişti Yume, zar zor konuşuyordu. Kız onu sakinleştirmek için bir şeyler söylemeye niyetliydi ama Yume buna fırsat vermeden "Bu arada ellerin nemli ve soğuk, yapışkan da hatta. Bu his çok tanıdık geliyor biliyor musun?" diye devam etti. Başının bin bir acısına rağmen kafasını kaldırdı. Gözlerini birkaç kere kırpıp başını hafifçe salladı ve yemyeşil bir suratla karşılaştı. Başta çığlık atmış sonra da gülüp "Kurbağalar!" diye bağırmıştı.

"Kapa çeneni insan!" diye karşılık verdi bir kurbağa adam. Öfke dolu bir vurguyla "Midemi bulandırıyorsun!" diye de ekledi. Yume gözlerini kısıp baktığında bu konuşanın az önce tokat yiyen balıkadam olduğuna kanaat getirdi. Soğuk elleriyle Yume'nin yanaklarını tutan kurbağa kız, arkasını döndü ve konuşan arkadaşına sert bir bakış attı. İkisi arasında bir şeyler olduğu belliydi ama Yume buradaki her şeye yabancıydı.

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Where stories live. Discover now