Bölüm 35; aşık bir kıza kimse kafa tutamaz

391 74 66
                                    


Güneye doğru yol alan kalabalık atlı kafile içinde herkesin aksine kurt sırtında olan Lulu'nun, Sınır dışına çıkmasına ramak kalmış bir durumdayken her şeyin iptal edilmesi ve tam ters yöne doğru hareket etmeye başlamaları üzerine morali bozulmuştu. İki yıldır oklarını ikinci kere düşünmeden fırlatabileceği, kendisini tutması için hiçbir sebep barındırmaması sebebiyle cennet addedilebilecek topraklara ulaşmanın hayaliyle yaşadığından dolayı şimdi bu beklenmedik gecikme özellikle de orayı henüz hiç tecrübe etmemiş kendisine koyuyordu. Can sıkıntısından ve bu düşüncelerden uzaklaşmak için arbaletine oklarını dolduruyor, sonra sürgüyü çevirerek açtığı tahta tarafın alt kısmından tekrar boşaltıyor ve tekrar dolduruyordu.

Evan atını biraz yavaşlatıp onun yanına geldi ve "Suratın neden asık böyle?" diye sordu. Lulu bakışlarını ona çevirmeden dudaklarını büzdü ve oklarını doldurmaya devam etti. Evan kendisini çok takmayan kardeşine doğru eğilip "Gergin misin yoksa?" dedi. Lulu avuç içi uzunluğundaki bebek oklardan birini işaret ve orta parmağı arasına sıkıştırıp abisinin boynu altına yaklaştırdı. Evan gülümseyerek ona bakmaya devam ediyordu.

"Canım savaşmak istiyor Evan. Fark ettiysen bir kurdun üzerindeyim. Oradan politik seyahat havasında gibi mi duruyorum?"

Evan küçük kız kardeşinin Kuzey Krallığına geldiğinden beri alışkanlık edindiği kendisine "abi" demek yerine ismiyle hitap etmesine bir türlü alışamamıştı. Bu tarz şeylere takıntılı biri olmamasına rağmen kulakları yirmi yıldır böyle gelmiş bir durumun aniden farklılık göstermesine tepki gösteriyordu.

Onun neye sinirli olduğunu çok iyi anlamıştı. Zaten meselenin bu olduğunu ona sormadan da biliyordu. Elini saçlarına atıp biraz karıştırdıktan sonra kardeşini teselli etmek amacıyla ağzını açmıştı ki Daniel atını mahmuzlayıp yanlarında belirdi. "Bir kez daha anlıyorum ki etrafım kör cahillerle sarılmış durumda!" diye bağırdı. İnsanları alttan almak yerine ateşe körükle gitmeyi tercih eden bu ikili aynı fikirde oldukları konularda bile atışıp dururken acaba şimdi ilk kıvılcımın parladığı bu laf dalaşını nereye kadar götüreceklerdi.

Ellerini altın sarısı parlayan saçlarında gezdirdikten sonra garipseyen ve küçümseyen bakışlarını kendisine dönmüş Lulu'ya çevirdi. "Sınır durduğu yerde bekliyor. Bir ömür boyunca da orada olacak. Ama Kadim Göl'ü görebilmek hele de Dört Kral ile birlikte kurulun huzuruna çıkmak çok az sayıda bir insanın yaşayabileceği bir durum."

Daniel ağzının suyu akarcasına ve gözleri parıltılar saçarak kurduğu bu cümlenin sonunda Evan ve Lulu'da bir heyecan emaresi göremeyince hafiften sinirlenmeye başladı. Hele de kardeşi yetmiyormuş gibi Evan da "Bunun neresi tam olarak bu kadar özel?" diye sorunca ipler koptu. Saçlarını çekip "Neden bu kadar cahilsiniz!! Neden?!" diye bağırırken yüzünü kendilerine eşlik eden atlı birlikten saklıyordu çünkü hepsi Daniel'le aynı fikirdeydi ve Evan'ın böyle bir cümle kurabiliyor oluşundan dolayı gülmeye başlamışlardı.

Beyaz Diyar, kadim gölü çevreleyen ve dört krallık tarafından tarafsız bölge olarak belirlenmiş bir alandı. Sert kuralları ve kanunları olan bu bölgede her krallıktan eşit sayıda ve bizzat kral tarafından belirlenmiş aileler barınır, bu insanlar dışında krallar ve onlara eşlik eden kişiler dışında girişe ve çıkışa izin verilmezdi. Beyaz Diyar, dört krallıkta da efsaneleri son bulmayan bir yerdi. Orayı görme şansını elde etmek bir statü gibiydi. Oradaki yaşam ve düzenle alakalı hikayeler bitmez tükenmez, içlerinden bazılarına inanmak güç olduğundan çoğuna abartı yaftası yapıştırılırdı.

Kuzey Kralı'nın Büyük Savaş sonrasındaki en sarsıcı projelerinden biriydi Beyaz Diyar. Herkes onun en tepeye bir taht kuracağını ve zaten onu göklere çıkartan insanlığı tepeden yöneteceğini düşünüyorken o, ayaklarını yere basmış ve kendisini ve herkesi bağlayacak bir kurul oluşturmuştu; Kadim Göl Kurulu. Her krallıktan dört kişinin seçildiği ve ömür boyu görev yaptıkları bu heyetin sorumluluk alanı tüm kıtaydı. Dört krallığı coğrafik konumlarına veya yaşayış biçimlerine göre pozitif veya negatif yönlerini destekliyor, hepsine insanlık adına temel bir görev icra ettiriyor, böylece de aralarında bir barış ve huzur ilişkisi inşa etmeye çalışıyordu. Örneğin Kuzey Krallığı'nın görevi bariz bir şekilde askeri bir güç temin etmek ve Sınır'ın dışındaki tehlikeyi uzak tutmaktı. Doğu Krallığı ise meyve bahçelerine, verimli topraklara ve uçsuz bucaksız tarım arazilerine sahip olduğu için diğer krallıkları besleyen bir görev üstleniyordu. Orada yetiştirilen mahsulün belli bir kısmı karşılıksız olarak diğer krallıklarla paylaşılıyordu. Güney Krallığı, göklere kadar uzanan Loren dağları yamaçlarına kurulu olduğundan yer altı kaynaklarının diğer krallıklara ulaştırılması görevini üstleniyor bunun dışında ise dağ insanları ile olan mücadeleye önderlik ediyordu. Topraklarının belki yarısından fazlası ada olan Batı Krallığı'na biçilmiş sorumluluk ise aşk ve şevkle sürdürdükleri balıkçılığın dışında deniz ırkıyla kurdukları diplomatik ilişkileri sürdürmekti. Bunlar Kadim Göl Kurulu tarafından alınan binlerce karardan sadece birkaçıydı. Bu en temel konuların dışında yüzlerce meseleyi konuşmak için defalarca toplanan kurula senede iki kez olmak üzere krallar ve danışma heyetleri de eşlik ediyordu.

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Where stories live. Discover now