Bölüm 82; tüm cadıları da ne demek?!

358 68 219
                                    




"Böyle hissetmiştin değil mi genç dostum?"

Bir süre bakıştılar Evan'la.

"Kabul edemedin değil mi? Etmek istemedin! Annen ve babanın zalim bir adamın mağarasında açılacak bir delik için öldürülmesini kaldıramadın! Ama konuşacak kimse bulamadın! Kimse ağlamanı dinlemedi! Çünkü buna alışmışlardı ama alışmak istemedin! Bir şeyler yapmak istedin!"

Manik başını yere vurmuş ve ağlamaya başlamıştı. Arkadaşları da onunla birlikte ağlıyor, bir kısmı yanına gelip sırtını sıvazlıyordu. Evan gözyaşlarını sildi ve kendi arkadaşlarına döndü. "Bu çocuk!" dedi. Konuşurken sesi çatallaşıyordu.

"Gündüzleri ölümüne çalıştırılmasına rağmen geceleri mağaraların altını üstüne getirdi. Bir çıkış yolu bulmak için! Onun bu çabasını fark eden çocukları örgütledi. Yetişkinleri değil, çocukları! Kalbi henüz kararmamış, umutsuzlukla dolmamış çocukları!  Geceleri gizlice yüzeye bir çukur kazmaya başladılar. Ve bugün buradalar! Başta gizlice yemek çalarak zar zor hayatta kalan onların şimdi kendi tarlaları ve hayvanları var! İçeride açlıktan kıvranan her çocuk uyandığında yanında bir ekmek buluyor! Çalışmaktan hastalanan ya da yaralanan her çocuk öldü denerek buraya kaçırılıyor! Çocukların geceleri kafasında siyah bir bandanayla yanlarında biten ve parlak gökyüzünün, ağaçların ve çimenlerin masallarını anlatan bir abileri var artık! Bu kadar da değil! Artık yeraltı şehrine yaratıklar da saldırmıyor çünkü bölgenin tamamı tuzaklarla çevrildi! Artık daha fazla çocuk ailesiz kalmıyor!"

Evan kalktı ve Manik'in yanına yürüdü. Onun başını yerden kaldırdı. Burnundan sümükler akan çocuğun gözleri kıpkırmızı olmuştu.

"Gözyaşlarını saklamanda bir sıkıntı yok genç dostum! Bu utanılacak bir şey değil! Çünkü bir çocuğun değil koca bir adamın gözyaşları bunlar!"

Başını okşadı ve onun arkasındaki arkadaşlarına bakındı Evan.

"Üç Cadı Avcısı ile anlaşma yapan gezgini hepiniz biliyorsunuz değil mi? Kendisi şu an insanlığın tepesinde parıldayan bir güneş gibidir! Kuzey Kralı! İlk defa onun kadar yüce, onun kadar diğerkam onun kadar kucaklayıcı ve onun kadar KRAL bir insan gördüm! Zalim bir liderin değil, gerçek bir KRAL'ın kalbine sahip bu dostunuzu takip etmekten asla vazgeçmeyin!"

Tekrar Manik'e baktı ve "Artık mücadelende yalnız değilsin! Kıtadaki en güçlü insanları kendine müttefik edindin! Artık korkacak hiçbir şeyin kalmadı!" dedi Evan. Manik "Anlamıyorsunuz!" diye bağırdı. "Cadı Avcısı gücüne karşı çıkamazsınız!! Sis Taşı'yla savaşamazsanız! Kendinizi öldürteceksiniz ve sizi öldürmek için tekrar taşı kullanacaklar! Sonuçta olan yine masumlara olacak!"

"Ya başka bir Cadı Avcısı gücüne sahipsek!" dedi Amasia. Yanına diz çökmüş ve Manik'in yanaklarını avucu içine almıştı. "Mesela Kor'a!"

Nico yerinden fırlayıp bir savaş narası attı. "Dayanamıyorum!! Bana şu mağaraların girişini gösterin! Hepsini geberteceğim!" dedi. Çocuklardan en küçüğü, tatlı ve sevimli bir kız onun baltasını havada sağa sola sallamasını seyredip kıkırdadı. O küçük gülümseme tüm gözyaşlarını silip süpürmüş gibiydi. Diğer çocuklar da gülmeye başladılar. Nico koşarak küçük kızı kucağına alıp havaya fırlattı. Kız havada süzülürken kahkahalarla gülüyordu. Onu yere bırakan Nico Manik'e baktı ve "Bizimle beraberken hiçbir şeyden korkmana gerek yok çocuk!" dedi. İçinde bir enerji patlaması olmuş gibiydi. Koşup Evan'ın kafasını aşağıya bastırdı ve "Cadı Avcısı da Cadı Avcısı deyip duruyorsunuz! Senin lakabın da Cadı Avcısı değil mi ha Evan! Söylesene! Duysunlar!" dedi. Güldükten sonra suratını hemen tekrar ciddileştirdi ve açabildiği kadar açtığı gözleriyle Manik'in gözlerine baktı.

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Where stories live. Discover now