Bölüm 56; ORMANIMA NEDEN GİRDİN?

348 64 96
                                    


Evan ustasının havaya kaldırıp kaldırıp indirdiği çekice dalıp gitmişti. Demirin tatlı çınlaması, göğüs kafesini kıracakmış gibi atan kalbinin ritmine karışıyordu. Bunun gulyabaninin bir oyunu olduğunu biliyordu. Onun kendisini zayıf noktasından avlamaya çalıştığının kesinlikle farkındaydı ama içindeki dürtünün önüne geçemiyordu. Ustasının sırtına dokunmanın, onun yüzünü, keçe gibi sakallarını ve huysuz gözlerini görmenin, sesini duymanın ne zararı olabilirdi?

"ONU ÖZLÜYORSUN." dedi Sera. Evan derince bir nefes çekti. Bir anda burnunun kemiği öyle sızlamıştı ki yüzünü buruşturdu. Tabii ki de özlüyordu.

"VE PİŞMANLIKLARIN VAR, HİSSEDEBİLİYORUM EVAN!"

Bir duman gibi Evan'ın arkasında beliren Sera, yavaş yavaş cisimleşiyor, parmaklarından başlayarak yüzüne doğru kendince bir form alıyordu. Gözünün çevresini simsiyah boyayla kapladığı bir makyaj yapmıştı. Uzun saçlarını da kafasının tepesinde toplamıştı, bir topuzu vardı. Siyah, kolları açık bir boyunlu, parlak bir şey giyiyordu ve altında da gri bir etek vardı. Evan'ın omzuna hafif hafif masaj yapıyor, bir yandan da ellerini usulca ensesine kaydırıyordu.

"BİRAZ DAHA DERİNE BAKMAMA İZİN VERİR MİSİN HAYATIM?" diye fısıldadı. Elini Evan'ın kafasının arkasına yaslamış, avuç içi hafifçe içeri doğru batmıştı. Evan bunu hissetmiş, kafası içinde karıncalanmalar olmaya başlamıştı. Sera kıkırdadı ve "ŞİMDİ ANLAŞILDI." dedi.

"SENİN ELİNDEN TUTMAYA ÇALIŞAN UGO'YU YILLARCA GÖRMEZDEN GELDİN ÖYLE Mİ? ONUN SANA SÖYLEDİĞİ ONCA ŞEYİ KULAK ARDI ETTİN. ONDAN HEP NEFRET ETTİN DEMEK. AMA O SENİ SEVİYORDU. BUNUN FARKINA ÇOK GEÇ VARDIN. O KADAR GEÇ Kİ HİÇBİR ŞEYİ TELAFİ ETMEYE FIRSATIN OLMADI."

Dudaklarını Evan'ın kulağına yanaştırdı ve "NE ACI!" diye fısıldadı. Evan'ın göz yaşları dinmek bilmiyordu. Küçük göğsü bir yukarı bir aşağı hopluyor, burnunu çekiyordu. Sera çenesini onun başı üzerine koydu ve kollarını boynuna sararak ona sarıldı.

"ARTIK GEÇTİ EVAN! ARTIK AĞLAMANA GEREK YOK! BAK İŞTE BURADA! UGO TAM KARŞINDA! HADİ! ONA GİTMEK İÇİN NEYİ BEKLİYORSUN?"

Evan daha fazla kendini tutamayacaktı. Kendisine sırtı dönük ustasına biraz yaklaştı. "İŞTE BÖYLE!!" dedi Sera. "İŞTE BÖYLE TATLIM!"

Evan'ın attığı her adımda Sera coşkuyla doluyor, zevkten tırnaklarını yüzüne sürtüyordu. Bir gölge gibi onu takip ediyor, kulağına "HADİ! ÇOK AZ KALDI! BİRAZ DAHA!" gibi şeyler fısıldıyordu. Gulyabaninin elleri büyümeye, parmakları uzamaya başladı. Tırnakları ve dişleri sivrileşiyor, yüzü korkunçlaşıyordu. Yaratığın ağzının kenarları yırtılmış, Evan'ın başını ağzının içine alacak kadar açılmıştı. Uzun dili saçları arasında dolaşıyor, salyası kafasına akıyordu.

Evan ustasının hemen arkasına gelmiş ve durmuştu. Gulyabani onun bedenini yemek için can atıyordu. Açlığını dindirmek, kendine bir ziyafet çekmek istiyordu. Artık takati de sabrı da kalmamıştı. "HADİ!!" diye bağırdı.

"HİÇ OLAMAYACAĞIN KADAR, YÜZLERCE YIL USTANLA BİRLİKTE OLACAKSIN EVAN!!"

Evan elini kaldırdı ve ustasına uzandı. Avuç içi ile Ugo'nun sırtı arasında küçücük bir boşluk vardı.

"HADİ!!"

Evan bulanık bakışıyla ustasının koca cüssesine bakıyordu. Ocağa yaklaştığı için sıcaklık tenini daha da yakıyordu. Demirin melodisi hala kulaklarındaydı. Parmaklarını indirdi. Ustasına temas edecek ve ona "Ben geldim usta!" diyecekti. Ona sarılacak, onu ne kadar özlediğini söyleyecekti.

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Where stories live. Discover now