Bölüm-3

254K 5.9K 4.1K
                                    

Multimedya: Tolgay

***

Bütün hücrelerim ayağa kalkmış uyarı sinyalleri veriyordu. Tehlike çanları beynimde yankılanıyordu.

Yavaşça arkamı döndüm ama Tolgay rahat tavırlarla ayakkabısını giyiyordu. Kendi kendime kuruntu yapıyordum ama nefesini nasıl hissetmiştim?

"İyi misin?"

Tolgay'ın sorusuyla silkelendim. Dikkatle bana bakıyordu. İyi olup olmadığımı ölçmeye çalışıyordu.

"İyiyim, çıkalım mı?"

Başını salladı ve önden çıktı. Bende anahtarlarımı aldıktan sonra peşinden çıktım. Hava kararmıştı. Saat 9'u geçmişti ve kararması normaldi.

Dışarıdaki tatlı serinlik bedenimi sarmaladı. Göz ucuyla Tolgayı süzdüm. Yarım kollu v yaka tişörtü ve siyah kot pantolonu ile yakışıklı duruyordu. Bizim sınıftaki kızların dibi düşeceğine adım kadar emindim.

"17 yaşındaydın değil mi?"

Muhabbet açmak için soruyordu ve bende vakit geçmesi için konuşurdum. Sonuçta babam zoruyla çıkmıştım ve misafire saygısızlık yapmak istemezdim.

"Evet 17 yaşındayım, sen?"

"21."

Uzun boylu olabilirdi ama 21 yaşında göstermiyordu. 18 yada 19'unda gibiydi.

"Hiç göstermiyorsun."

Gülümsedi.

"Sende gösteriyorsun."

Yaşımı gösteriyordum hatta makyaj yaptığım zaman 20'li yaşları zorluyordum. 26-27 yaşlarındaki insanlardan çıkma teklifi almışlığım vardı ve birçoğu 20 yaşında olduğumu düşünüyordu.

"iltifat olarak algılıyorum bunu."

"İstediğin gibi algılayabilirsin."

Bakışlarımı ondan çekip sahil boyunca gezdirdim. Gecenin sessizliği denizi esareti altına almıştı. Sahil bomboştu. Sadece kıyıya çarpan dalga sesleri duyuluyordu.

Bu sesin hastasıydım. Anlayamadığım bir şekilde bana huzur veriyordu.

Tolgay'a kumsalı göstererek "Oturalım mı?" dedim.

"Olur, deniz havası iyi gelir."

Kumsala oturduk. Kitaplardaki veya filmlerdeki gibi ayakkabılarımız çıkarmamıştık. Ayaklarıma yapışacak olan kum tanecikleri şuan için isteyeceğim son şey olurdu.

Kalçalarım kum olabilirdi ama silkeleyince geçeceğini düşünüyordum.

"Burada mı vakit geçiriyorsun genelde?"

Denize bakarak söylemişti bunu. Yan profilden çok iyi gözüküyordu ama benlik birisi değildi. Fazla tanımamıştım ama hislerim bunları söylüyordu.

Bu zamana kadar hislerimde yanılmamıştım. Yanılacağımı da düşünmüyordum.

"Evet burada birkaç arkadaşım var gündüzleri buralarda takılırız."

Kumun üstünden aldığı taşı denize fırlattı. Taş iki kere sektikten sonra suya gömülmüştü.

"Burayı seviyor musun?"

"Seviyorum ama İzmir'i daha çok seviyorum. Akrabalarım ve arkadaşlarım orada, burada tanıdığım fazla kişi yok."

Şuan Bodrumdaydık. Bodrum güzel ve etkileyici bir yerdi ama İzmir'in yerini tutamazdı. İnsan doğup büyüdüğü yerden kolay kolay vazgeçemiyordu.

ZindanWhere stories live. Discover now