Bölüm-56

59K 1.9K 734
                                    

Ufak bir titreme ile tatlı uykumdan uyandım. Doğruldum ve gözlerimi ovuşturarak bulunduğum ortamı inceledim. Pencereden içeriye sızan ışıklar güçsüz ve karanlıktı. Duvardaki saate bakarak zamanı öğrenmek istedim.

Saat sabahın yedisiydi. Yanaklarımı şişirdim ve yanımdaki bedeni incelemeye başladım. Çağrı arkası dönük bir şekilde uyuyordu. Pürüzsüz ve kaslı sırtı olduğu gibi çarşaf dan sıyrılmıştı. Sırtındaki derin tırnak izleri ise yüzümün kızarmasına neden olmuştu.

Bunlar dün geceden benim armağanımdı. Sırtında ve omuzların birçok yerinde mevcuttu. Dün gece İlkim olmasına rağmen güzel ve hoş geçmişti. Çağrı gibi birisiyle ilkimi yaşamıştım. İşin tuhaf yanı bu Çağrı'nın da ilk birlikteliğiydi. İkimiz de birbirimizin ilki olmuştuk.

Bu tarif edemeyeceğim kadar güzel bir şeydi. Çağrı gibi birisinin ilki olmak değişikti doğrusu. Biraz öne doğru eğildim ve kemikli yüzünü inceledim. Uzun kirpiklerinin gölgesini buradan bile görebiliyordum. Düzgün burnu yüzüne ayrı bir hava veriyordu. Dolgun dudakları ise hafif aralıktı.

İyice gülümsedim ama birden bu gülümsemem yüzümde asılı kaldı. Çağrı'nın çenesi mosmor olmuştu ve oldukça belli oluyordu. Bununda sebebi tamamen bendim. Birden ona bakmayı kestim ve kafamı gerisin geriye çekiverdim.

Umarım uyandığı zaman bana kızmazdı. Elimi yüzümü yıkamak için yavaşça yataktan çıktım. Kasıklarım ağrıyordu ama dün gece için bunu göz ardı etmeliydim. Yemekten sonra bir ağrı kesiciyle bu sorunu ortadan kaldırırdım.

Üstümde ise sadece Çağrı'nın tişörtü vardı. İç çamaşırlarım kim bilir neredeydi? Allah'tan Çağrı'nın verdiği tişört oldukça büyüktü de rahatça hareket edebiliyordum.

Banyoya girdim ve suyu açarak yavaşça yüzümü yıkamaya başladım. İstemsizce yüzümü buruşturdum. Kasıklarımdaki ağrı biraz artmıştı ve beni oldukça zora sokuyordu. Lavabonun üstündeki dolabı açtım ve ağrı kesici görmem ile gülümsedim.

Kapsülünden bir tane çıkardım ve dilimin üstüne usulca bıraktım. Daha sonra avucumu çeşmenin önüne yerleştirdim ve suyun birikmesine yardımcı oldum. Ağzımı yaklaştırdım ve biraz su içerek ilacı mideye gönderdim.

Aç karnına içilmemesi gereken bir ilaçtı ama bunu önemsemiyordum. Şuan için tek isteğim ağrılarımın dinmesiydi.

Dağılan saçlarımı geriye doğru düzelttim ve ufak bir gülümsemeyi dudaklarıma kondurdum. Boynumdaki hafif kızarıklar fazla göze çarpmasa da belli oluyordu. Bunlar da Çağrı'nın eseriydi.

Arkamdan sarılan kollarla irkildim ama anında Çağrı'nın sıcak dudaklarını yanağım da hissetmiştim. Yanağım onun temasıyla anında ısınmıştı. Halbuki dün gece beni bütün çıplaklığım ile görmüştü ama insan utanmadan edemiyordu.

"Günaydın canım."

"Günaydın."

"Ağrın var mı?"

Yanaklarım iyice kızardı. Bu soru da nereden çıkmıştı?

"Böyle sorular sormasana!"

Çağrı ufak bir kahkaha attı ve ardından boynumdan tekrar öptü. Ben kafamı döndürüp hala ona bakmamıştım. Utanıyordum!

"Kızların ilk birlikteliğinden sonra ağrıları olabiliyormuş. Bende bunun için sordum."

Kollarından açarak ondan ayrıldım. Altında sadece siyah bir baksır vardı ve buradan bakınca göğsünde ve baksırının hemen bitimindeki çizikleri de görüyordum. Biraz abartmıştım sanırım.

ZindanWhere stories live. Discover now