Bölüm-54

59.2K 2K 586
                                    

Hayat ne garipti değil mi? En dibe battığımız anda bile bizi bir şekilde yukarıya çıkarmasını biliyordu. Halbuki bir haftasına kadar öyle hissetmiyordum. Gizem'in ölümü hayatımın sonu gibi gelmişti.

Aslında insanlar o an için öyle hissediyordu. Belli bir zaman geçtikten sonra her şey değişiyordu. Hele yanınızda güneş gibi yolunuzu aydınlatan bir insan varsa. İşte o zaman üstesinden gelemeyeceğiniz bir şey kalmıyordu.

Kantinde oturmuş ve sakin bir şekilde tostumu yiyordum. Uzun zamandan sonra yediğim yiyeceklerin tadını bu denli hissedebiliyordum. Çağrı ise karşımda oturmuş gülümseyerek çayını karıştırıyordu. Bende istemsizce gülümsedim ve tostumdan bir ısırık aldım.

"Sen az önce beni mi kıskandın?"

Çağrı'nın sorusuyla yanaklarım anında kızarmıştı. Buda neyin nesiydi? Bilmediğim duygular yaşıyordum. Hele kalbimin sıkışması, bu his bambaşkaydı.

"O nereden çıktı?"

Kaçamak bir cevap vermiştim. Kolay kolay itiraf etmek istemiyordum. Aslında kıskanmam kadar normal bir şey yoktu. Ondan hoşlanıyordum. Artık buna tamamen emin olmuştum. Oda benden hoşlanıyordu. Bu duyguları yaşamamız oldukça normaldi.

"Bilmem, bana öyle geldi sanırım."

Bunu söylerken Çağrı sırıtmıştı. Pislik! Onu kıskandığımı anlamıştı. Gözlerimi devirdim ve merakıma yenik düşerek içimi kemiren soruyu sordum.

"Selen ile aranda bir şey mi var?"

Çağrı'nın kaşları çatıldı.

"Saçmalama lütfen. Onun gibi birisiyle işim olmaz. Hem benim sevgilim var."

Gülümsedim. "Bu şanslı kişi kimmiş acaba?"

Çağrı uzandı ve masanın üzerinde duran elimi tuttu. Ellerimizin birleştiği yer sanki yanıyordu. Avuçları yumuşacıktı. Uzun ve kemikli parmakları ise hoştu. Onun kötü bir yanı yoktu ki zaten.

"Senin gibi güzel başka çiçek var mı ki? İstesem de gözüm senden başka kimseyi göremiyor. Bana ne yaptın böyle?"

Ben elendim. Siz devam edin.

Utanarak bakışlarımı kaçırdım. Allah'ım yanına geliyorum.

"Utanma lütfen. Utanman için söylemiyorum bunları. Sadece içimden geliyor."

Başımı salladım ve bakışlarımı zorlukla gözlerine hapsettim.

"Elimde olan bir şey değil ki."

"Biliyor musun utanınca daha güzel oluyorsun."

"Yaa, Çağrı!"

Çağrı ufak bir kahkaha attı. Benden onunla beraber güldüm. Daha sonra Çağrı gülmesini zar zor bastırdıktan sonra heyecanlı bir şekilde konuştu.

"Hayat ne garip değil mi? Birisi senle böyle kahvaltı edeceğimi veya elini istediğim gibi tutacağımı söylese anca gülerdim. Şimdi ise sevgiliyiz. Hayatım hiç bu kadar anlamlı olmamıştı."

Gerçekten de öyleydi. Bundan aylar öncesi birisi Çağrı'dan hoşlanacağımı söylese güler geçerdim. Çağrı'yı önemsemiyordum. O benim için sıradan bir insandı ama şimdi tam tersi olmuştu. Çağrı ve ben sevgili olmuştuk.

Bu durumdan o kadar memnundum ki anlatamazdım. Sanki hiç yaşamadığım bir duyguyu bulmuşum gibi hissediyordum. Sanki ondan önceki herkes yalanda bir o gerçekmiş gibiydi. O beni tekrardan hayata döndüren kişiydi. Ona ne kadar teşekkür etsem azdı. O kara bulutlarımın dağılmasına yardımcı olmuştu. Işığım olmayan dünyama ışık olmuştu.

ZindanWhere stories live. Discover now