Bölüm-21

92.9K 2.9K 439
                                    

Gizem'in isyankar sesine dayanamadım ve uymaktan vazgeçerek kafamı masadan kaldırdım. Bana yavru köpek bakışlarını atarken sevimli ve tatlıydı ama bu benden bir şey istemeyeceği anlamına gelmiyordu.

"Ne istiyorsun bakalım?"

"Fazla bir şey istemiyorum aslında, kantinden sıcak çikolata ile sandviç  alır mısın bana?"

Masayla bütünleşmeyi kestim ve iyice doğruldum. Yatmaktan belim ağrımıştı. 3 ders geçmesine rağmen yerimden kalkmamış ve dersleri dinlememiştim. Bunlar sonra bana pahalıya patlayacak olsa da şuan için umurumda değildi. 

"Sen neden almıyorsun?" Sesim kısık ve boğuktu. Uykudan yeni kalktığımı destekler nitelikteydi. 

"Malum gün kanka, oldukça kendimi halsiz hissediyorum. Üstüne karnımda ağrıyor. Kantine inecek gücüm yok valla."

Genişçe gülümsedim ve Gizem'in yanağından öptüm. Sevdiklerimiz yakınımızdayken değerli olduklarını onlara hissettirmemiz lazımdı. 

"Tamam kuzu ben alırım, başka bir isteğin var mı?"

Gizem gülümseyerek başını iki yana salladı ve elinde tuttuğu parayı uzattı. Eline vurarak çantamdan cüzdanımı aldım ve telefonumu arka cebime sıkıştırdım. 

"Hep böyle yapıyorsan ama alsana şu parayı."

Başımı iki yana salladım ve onu umursamayarak sınıftan çıktım. Paraya ihtiyacım yoktu. Babam fazlasıyla harçlık veriyordu. Hem babamdan fazla para almasam bile Gizem'den para almazdım. O benim en yakın arkadaşımdı. Aramızda para lafı olamazdı. 

Gözlerimi ovuşturdum ve ağrıyan başıma lanetler yağdırarak kantin yolunda hızlı adımlarla yürüme başladım. Umarım kantinde fazla sıra yoktur. Bu baş ağrısı ile sıra beklemek istemezdim. 

Geçtiğim her yerde bakışlar üzerimde toplanırken çığlık atmamak için kendimi zor tutuyordum. Makyaj yapmadım veya topuklu ayakkabı giymedim diye bu kadar dikkatli bakılmak zorunda mıydı? 

Yanaklarımı şişirdim ve kantine giriş yaptım. Şansım bana gülerken az olan sıraya girdim ve sıramın gelmesini bekledim. Bu arada etrafı şöyle bir süzmeyi de ihmal etmemiştim. Okula gelmeyeli uzun zaman olmuştu ve gündemdeki dedikoduları kendi çapımda çıkaracaktım. Selin bu aydaki altıncı sevgilisine geçiş yaparken yakın arkadaşı Tuğçe fesat bakışlarla onu süzüyordu. Hesapta yakın arkadaşlardı. 

Onaylamaz bakışlarla önüme döndüm ve kantinci ablaya istediklerimi söyledim. İstediklerim kısa zamanda gelirken parasını ödedim ve elimin yanmasını umursamayarak sıcak çikolatayı sıkı sıkıya tuttum. Bir elimde bardak diğer elimde poşet yavaş adımlarla yürümeye başladım. Kantinden çıkacağım sırada aniden önüme Çağrı çıktı. Şaşkın bakışlarla birbirimize bakarken yanındaki kızı fark etmem uzun sürmedi. 

Kız Çağrı'nın koluna girmişti ve buradan bakınca oldukça samimiydiler. Haset gözleri ile beni baştan aşağı süzerken gözlerindeki kıskançlığı görmemek elde değildi. 

Yana çekildim ve kibarca konuştum. "Geçin siz."

Kız Çağrı'ya hadi dercesine bakarken Çağrı kolunu ondan kurtardı ve bana yaklaştı. Tatlı ve erkeksi kokusu burnuma dolarken gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. 

"Konuşabilir miyiz Bade?"

Göz ucuyla kantini süzdüm ve bütün gözlerin ikimizin üzerinde olduğunu anladım. Bu beni huzursuz etmişti ve rahatsız olarak yerimde kıpırdandım. Çağrı benden cevap beklercesine bakarken başımı onaylarcasına salladım. 

ZindanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin