Bölüm-46

63.9K 2.1K 607
                                    

Zihnimdeki düşünceleri dondurmak istiyordum. Düşünmek beni yoruyordu. Aklımdaki sesleri bir türlü susturamıyordum. Neden ben öyle oluyordu?

Umutsuzlukla gözlerimi kırpıştırdım ve önümden geçip giden insanlara tuhaf bakışlarımı sundum. Boğazım kurumuştu. Keşke aynı şeyi düşüncelerim içinde söyleyebilseydim.

Havanın tatlı esintisi bacaklarımı ısırsa da bunu sorun edecek havamda değildim. Amacım Çağrı'nın gönlünü almaktı. Aramızın bozulmasını istemiyordum.

Okuldaki herkes neredeyse çıkmıştı ama hala Çağrı'dan bir iz yoktu. Huzursuz olarak yerimde kıpırdandım. Acaba erken mi çıkmıştı?

Sarı saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım ve olduğum yerde duruşumu dikleştirdim. Kendime gelmeliydim ve bunu umutsuzlukla yapamazdım.

Son öğrencilerde okulu terk ederken görüş alanıma Çağrı girdi. Kusursuzluğun beden bulmuş hali ile merdivenlerden aşağı iniyordu. Yakışıklıydı. Tatlı ve hoş birisiydi. Tanrım, ben böyle bir insanı mı reddediyordum?

Arkasından gelen kişiyle yüzüm istem dışı düşmüştü. Selen Çağrı'nın arkasından hızlı adımlarla geliyordu. Heyecanla bir şeyler anlatıyordu ama Çağrı'nın onu dinlediğini pek düşünmüyordum. Zira dalgın bir şekilde yürüyordu.

Aramızdaki mesafe kapanırken Çağrı hala beni fark etmemişti. Bu heyecanımı iyice tetikledi. Salak Bade! Heyecanlanacak ne varsa?

Çağrı sonunda Selen'den bakışlarını aldı ve benden tarafa döndürdü. O an sanki zaman durdu. Çağrı'nın bakışları beni kendisine esir etti. Bir çekim bu kadar kuvvetli olabilir miydi?

Yutkundum. Dudaklarım kurumuştu ve susmaya adeta yeminliydiler. Selen'de beni fark etmişti. Yüz ifadesi anında düşerken beni sevmediğini açıkça beyan ediyordu. Ben bu kıza arkadaşım mı demiştim. Kendime acıyordum. Bu kadar seviyeyi düşürmem aptallıktı.

Selen beni kıskandırmak için Çağrı'nın koluna girmeye çalıştı ama Çağrı anında buna engel olmuştu. Benim üzülmemi istemiyordu ama ben tam tersi Çağrı'yı üzmek için elimden geleni ardıma koymuyordum.

Çağrı ve Selen önümde durdu. Ben ise ifademi toparladım ve sıcak bir sesle "Merhaba" dedim. Elimden gelen buydu. Yapacak başka bir şeyim yoktu.

"Merhaba" dedi Çağrı kayıtsız bir sesle. Bu duruma bozulmamıştım. Sonuç olarak oda bir insandı. Her zaman bana karşı iyi ve hoşgörülü olamazdı.

Selen'in öfkeli bakışlarına maruz kalsam da onu umursamadım ve duruşumu iyice dikleştirdim. Piyasayı boş bırakmaya niyetim yoktu.

"Yürüyelim mi biraz?"

Çağrı buruk bir şekilde gülümsedi. Bu boğazıma bir yumru oturmasına neden olmuştu? Bu kadar mı kırılmıştı bana?

Çağrı cevap vereceği sırada Selen pişkince araya girdi.

"Biz yürüyeceğiz canım."

Selen'e baygın bakışlarımı sundum. Salak kızdı. İstenmeyen yerde duracak kadar da yüzsüzdü.

"Buna bırak da Çağrı karar versin."

Kollarımı göğsümde birleştirdim ve tek kaşımı kaldırdım. Bu Çağrı'dan bir cevap beklediğimin göstergesiydi.

"Yürüyelim Bade."

Selen'in ifadesi paramparça olmuştu. Ben ise adeta zevkten dört köşeydim. Sonuçta Selen'e karşı muazzam bir üstünlük sağlamıştım.

ZindanWhere stories live. Discover now