Bölüm-24

77.7K 2.7K 277
                                    

İnanmak istemezdik kimi zaman...

Yalanlara sarılıp doğrulara sırtımızı çevirirdik. Yalanlar bizi mutlu ederken doğrular tam tersine ruhumuza derin yarıklar bırakırdı. Benim ise beklemediğim bir şey olmuştu. Tolgay'ın odasında Gizem ve Demir'i basmıştım. Hemde öpüşüyorlardı ve ben buna tanık olmuştum. Gizem değil öpüşmek bir erkekle adam akıllı diyalog kuramazdı. Onu tanıdığım günden beridir böyle bir anına tanık olmamıştım. Belki de  insan yakınını gerçek anlamda tanıyamıyordu. 

Kalbim hızla atarken boğazlarım olduğu gibi kurumuştu. Kuraklık o kadar yoğundu ki nefes almakta güçlük çekiyordum. Gizem ise yakalanmanın verdiği şaşkınlık ile kalakalmıştı öylece. 

"Bade açıklayabilirim, lütfen beni dinle. " 

Ses tonu oldukça güçsüzdü. Buna ilaveten ayakta durmakta zorlanıyor gibiydi. Demir ise korumacı bir tavırla önüne geçti. 

"Onu ben öptüm. Gizem'in hiçbir suçu yok." 

Gerginlikle bir adım geriledim ve kollarımı göğsümde kavuşturdum. Bulunduğum ortam iç sıkıntımı artırırken diyecek bir şey bulamıyordum. 

"Beni ilgilendiren bir şey yok Demir, siz kaldığınız yerden devam edin. Böldüğüm için üzgünüm."

 Gizem'in gözleri dolu dolu olmuştu. Buna ilaveten kırgın bakışlarını bana sunuyordu ama bilmiyordu ki benim kalbim şuan için merhamete kapalıydı. Annesi beni herkesin önünde rezil ederken Gizem neredeydi? Ben orada yerin dibine girmiştim ve medet umduğum kişi yerine Tolgay beni oradan çekip çıkarmıştı. Baş düşmanım dediğim adam beni savunmuştu. 

Gizem'in tek yaptığı olaylara seyirci kalmaktı. Bir de kalbime büyük ve derin bir yara bırakmıştı. 

"Lütfen açıklamama izin ver Bade." Gizem'in ses tonu yalvarır nitelikteydi. 

"Bana bir şey açıklamak zorunda değilsin. İstediğinle yatıp kalmakta özgürsün." 

Tamam, acımasız konuşuyor olabilirdim ama bugüne kadar kim yanımdaydı? Tolgay benle uğraşırken yapayalnız ve çaresizdim. Gizem yardım ettiğini düşünse de ses kaydını saklamaktan başka yaptığı bir şey yoktu. Bu onun için ufak bir iyilikti sadece. Gerçi Tolgay hala benle uğraşıyordu ve şuan göstermelik de olsa onunla sevgiliydik. 

"Gizem'i dinle Bade, senin için burada zaten." 

Büyük bir kahkaha attım ve sahte kahkamın odanın içerisinde yankılanmasına izin verdim. Benim için mi buradaydı? Şaka falan olmalıydı herhalde çünkü ben mantıklı bir açıklama göremiyordum. 

"Doğrudur. Hazır buraya kadar gelmişken öpüşeyim mi dedin? Bir taşla iki kuş diyorsun yani." 

Gizem artık kendini tutamayarak ağlamaya başladı. İşin kötü yanı ise Gizem için üzülemiyordum. Kaç yıllık kardeşim dediğim insanla iki yabancıydık sanki. 

"Kırıcı oluyorsun Bade, laflarına dikkat et." Demir'in uyaran ses tonunu duymazlıktan gelerek konuşmaya devam ettim. 

"Annenin bana yapıştırdığı damgayı sen mi üstlendin Gizem? Annen beni herkesin önünde rezil ederken sen neredeydin? Söylesene bana, sen neredeydin?"

Gizem bana yaklaşmak istercesine bir adım attı ama ben anında birkaç adım geriledim. Gardımı düşürebilirdim ve ben şuan için buna izin veremezdim. Daha içimdeki bütün kini ve öfkeyi kusmamıştım. 

"Yanlış düşünüyorsun. Annemi durdurmak istedim ama o kontrolden çıkmıştı Bade. Ben hiçbir şey yapamazdım. Senden defalarca özür dilerim, lütfen beni affet. Yalvarıyorum sana. Benim senden başka kimsem yok." 

ZindanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin