Bölüm-39

70.4K 2.2K 499
                                    

Medya:Tolgaycılara gelsin :)

***
Karar veremiyordum. Zira karar verme mekanizmam devre dışı kalmıştı. Aklım alışılmışın dışında bir türlü devreye girmiyordu. Kalp ile verebileceğim karar ise gururuma sürülmüş kara bir leke gibi gözüküyordu.

Çağrı karşımda mahvolmuş ve perişan durumdaydı. Onu affetmeyi elbette ki istiyordum ama bana yaptıklarını sindirebilir miydim? Gizem olayında sindirmiştim ama o benim en yakın arkadaşımdı. Çağrı bir aylık tanıdığım bir insandı. Aramızda bir aylık olaylar olmasa da bu gerçek ne yazık ki değişmiyordu.

Elimi yavaşça göğsünden çektim. Beni yanıltmasına izin vermemeliydim. Bu kadar erken olamazdı. Yaralarım tazeyken bunu yapabileceğimi sanmıyordum.

Çağrı'nın eli boşluğa düşerken sanki hayalleri de beraberinde yıkılmıştı. Onun için üzülsem de elimden gelecek bir şey yoktu. O seçimini çok önceden yapmıştı. Ve yaptığı seçime uyumak zorundaydı.

"Üzgünüm Çağrı, sana arkadaşların ile mutluluklar." dedim ve arkamı dönerek yavaşça yürümeye başladım. Kalbim her adımım ile sıkışırken sanki nefes alamıyordum. Göz yaşlarım ise benden izinsiz sürekli akıyordu.

Adımlarımı hızlandırdım ve lavabonun yolunu tuttum. Lavaboya girdim ve hızla suyu açıp yüzümü yıkamaya başladım. Çok şükür makyajım akmamıştı. Sadece biraz gözlerim kızarmıştı. Buda abartılacak derecede göze çarpmıyordu.

Lavabo büyük ve ferahtı. Eve yakışacak şekilde dizayn edilmişti. Bizim evdeki lavabodan daha iyi olduğunu söyleyebilirdim. Betül'ün ailesi parayı nereye harcayacaklarını iyi biliyorlardı. Aynadaki görüntümden memnun olduktan sonra musluğu kapadım ve kâğıt havlu ile yüzümü yavaşça kuruladım. Peçeteyi layık olduğu yere gönderirken lavabodan çıkmak için arkamı döndüm. Ama suratım anında düşmüştü.

Lanet olsun!

Selen karşımda ruhsuz bir şekilde duruyordu. Üstüne giydiği kısacık mini elbisesi oldukça kısaydı. Makyajı o kadar abartmıştı ki bunu tarif etmemin imkanı yok gibiydi. Güzel olacağım derken çirken ördek yavrusundan farkı kalmamıştı.

Onu alayla izledikten sonra gülümsedim. Gülümsemem ona batmış olacak ki anında kaşları çatıldı. Bununla beraber kollarımı göğsümde birleştirdim ve ukalaca konuştum.

"Burası pavyon değil canım. Yanlış yere geldin sanırım."

Sesim alay ve ima barındırıyordu. Selen zeki ve kurnaz bir kızdı. Çoğu konuda benden bile iyi idi. Onu küçük görmüyordum. Aksine benim için bir hayli tehlikeliydi. Sadece gözünü korkutmak istiyordum. Belki birazda eğlenmek.

"Bunları senin ağzından duymak fazla komiğime gidiyor."

Bana laf çarpmaya çalıştırması göz yaşartıcıydı. Ne kadar akıllı olursa olsun, benim elime su dökemeyeceğini daha öğrenememişti. Bu onun için fazlasıyla acınasıydı.

"Fazla iticisin Selen. Sana nasıl katlandım bugüne kadar anlamıyorum."

Selen abartılı bir şekilde güldü. O kadar abartmıştı ki lavabonun içerisinde onun arsız kahkahaları yayılmıştı. Bu duruma karşıt yüzümü buruşturmadan edemedim. Gülüşü fazlasıyla iticiydi. Yere eğilerek kusmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Götümden ayrılmıyordun ki şekerim. Kuyruk gibi peşimde dolanıyordun."

Kaşlarım anında çatıldı. Ne diyordu bu kız? Ben onun kuyruğu falan değildim. Nereye gitse zorla beni çağıran kendisiydi. Durduk yere palavra sıkması sinirlerime dokunuyordu.

ZindanWhere stories live. Discover now