Bölüm-18

87.5K 2.8K 389
                                    

Arkamdan kapatılan kapı ile kapana kısılmış fare gibi hissediyordum. Omuzlarımdan ruhuma inen ürperti yavaşça benliğime dokunuyordu. Titrek bir nefesi dudaklarımın arasından bıraktım ve henüz adını bilmediğim kıza döndüm. 

"Ben gelmesem daha iyi olur. Rahatınızı bozmak istemiyorum."

"Saçmalama lütfen, zaten biz bizeyiz."

Biz bizeyiz? Yeni insanlarla tanışmayı şuan için kaldıramazdım. Hayatım yeterince dengesiz ve düzensizdi. Buna ilave olarak yeni sorunlar istemiyordum. 

"Zaten benim pek vaktim yok. Tatlıyı bırakıp arkadaşıma gitmem gerekiyor." 

Karşımdaki kızın biçimli kaşları çatıldı. Alnın da kırışıklar kendine belli ederken hareketlerimi çözmeye çalışır gibi bir hali vardı. 

"Peki,sen bilirsin." 

Başımı salladım ve elimdeki çantayı uzattım. Kız çantayı alırken genişçe gülümsedi. Bu kız nasıl Tolgay'ın arkadaşı olurdu anlamıyordum. Pozitif enerjisini şimdiden hissediyordum ve bu bana lazım olan tek şeydi. 

"Kim gelmiş Beril?"

Uzun boyu ve sarı saçlarıyla görüş alanıma Demir girdi. Beril'den sonra gözleri beni buldu ve şaşkınlıkla ağzı aralandı. 

"Bade?"

Adını yeni öğrendiğim Beril, bir bana bir Demir'e baktı. Olaya yabancı kalması elbette ki hoşuna gitmemişti. 

"Selam Demir."

Uzun bacaklarıyla yanıma geldi ve aramızdaki mesafeyi azalttı. Kemikli ve uzun parmaklarıyla saçlarını karıştırdı. Dudaklarında tatlı bir gülümseme belirledi. İtiraf etmek gerekirse oldukça yakışıklı ve karizmatikti. 

"Nasıl oldun? İyisindir umarım." 

Dünkü bayılmama ithaf yapıyordu. Beni düşünmesi tuhafıma gitmişti . Sonuçta Tolgay'ın arkadaşıydı ve bu durum ona samimi davranmama engel oluyordu. 

"İyiyim Demir. Beni düşünmene gerek yok." 

Gülüşü bozulsa da kendinden taviz vermedi ve konuyu değiştirdi. Böylelikle havadaki gerginlik azalmıştı. 

"Gelsene içeri, bizde film açıyorduk şimdi." 

Başımı iki yana salladım. "Benim gitmem lazım, arkadaşım beni bekliyor." 

Hangi akla uyup eve girmiştim ki? Resmen kendi ipimi kendim çekmiştim. Salak kafam yeterince çalışmıyordu bazen. 

"Hadi ama, bizimkilerle tanışıp gidersin, merak etme fazla vaktini almayacağım."

 Bunu o kadar güzel ve naif söylemişti ki onu kırmak istememiştim. Belki Demir'i tanımak için bir şans vermeliydim. Sonuç olarak bugüne kadar kötü bir hareketini görmemiştim. 

"Peki, tanışalım bakalım." 

Demir'in gülümsemesi gözlerine kadar ulaştı. Mavi gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Sanki dünyalar onun olmuştu. Arkasını döndü ve yavaşça salona doğru yürümeye başladı. Bende yavaş ve isteksiz adımlarla onu takip ettim.  

"Misafirimiz var gençler." Demir'in sesi neşeli ve heyecanlı çıkarken salondaki üç kişinin bakışları üzerime döndü. 

Çakma sarışın kız, çatık kaşlarla beni baştan aşağı süzdü. Götünü zor bela kapatan bir etek giymişti ve buna rağmen oturuşuna dikkat etmiyordu. Mavi lensleri bulunduğum yerden bile parlarken şimdiden kendisinden hoşlanmamıştım. 

ZindanWhere stories live. Discover now