9.Bölüm "Kraliçe"

63.6K 2.4K 813
                                    

Instagram: dolunaayyz

Dolan gözlerimi umursamadan başım dik bir şekilde mavilerine bakıyordum. Nasıl...nasıl bir insanın canına bu kadar acımazsızca kıyabilirdi.
"Dila."
İnanmamak ister gibi gözlerini kırpıştırıp bana bakmaya devam ederken yavaş adımlarla bana yaklaşmasıyla kükrercesine bağırdım.

"Yaklaşma!"

Adımları anında dururken etrafta bizi izleyen korumalara dönüp bağırdım.
"Dışarıya çıkın!"

Arif çaresiz gözlerle bana bakıp konuştu.
Ona da kırılmıştım.
"Yenge."

"Yenge deme bana, başlatma yengene çık dışarı!"
Koşar adımlarla dışarıya çıkarken yalnız kalmamızla korkuyla Araf'a baktım. O, böyle bir adam mıydı? Gözlerimde gördüğü bakışı kaldıramıyormuş gibi gözlerini yere indirdi.
"Az önce bir adam öldürdün." diye fısıldarcasına konuştuğumda seslice yutkunuşu kulaklarıma doldu.

"Neden," diye fısıldadım bir kez daha, "Neden öldürdün Araf."
Ona bu kısa sürede bile o kadar inanmıştım ki. Ben ona değil kendi aptallığıma kızgındım. Nasıl bir erkeğe güvenirdim ki! Benim Araf'ı tanıdığım falan yoktu, ama benim gözümdeki Araf asla böyle biri olmamıştı...

"Susma Araf, susma. Açıkla bana, neden öldürdün onu? Bir insanı nasıl acımasızca öldürebildin?"

"Masuma dokunmasaydı, kadına çocuğa dokunmasaydı!"
Kükrercesine konuşmasıyla korkan sıkışmış kalbimle nefes nefese kollarına tutundum. Kolları belimi sarmalarken inanmamak istercesine başımı olumsuz anlamda salladım.
"Bunun cezasını sen mi veriyorsun? Adalet diye bir şey var!"

"Bu dünyada adalet diye bir şey yok! Olsaydı kadına çocuğa dokunamazlardı! Bu adam kadına dokunurken suç yok!Çocukları zehirlerken suç yok! Ben öldürünce mi suç oldu!?"

"Adam temiz demiyorum sana! Ama bu öldürmen anlamına gelmiyor Araf."
Sinirle inip kalkan göğüslerimiz birbirlerine değiyordu. Alnını alnıma yaslayarak derin nefesler aldı. Ne yapıyordu bu adam? Sıcak nefesini yüzümde hissetmek neden bu kadar heyecanlandırıyordu?

"Dila, benim hayatım bu."

"Bak, gördün işte. Gerçek Araf Kozcu bu. Ben masuma dokunmam ben ölmesi gerekeni öldürürüm."
Dolan gözlerimden yaşlar birer birer akarken gözlerim ölü olan Yusuf'a gidecekken başımdan tutup benimle birlikte dönerek ona bakmama mı sağladı.

"Şşş sakın, sakın."

Korkuyla ve yorgunca başım omzuna düştü. Elleri usulca saçlarımı okşadığında beni kucağına almasıyla gıkımı çıkarmadan gözlerimi kapattım. Gürültülü ses tekrardan kulaklarıma dolsa da gözlerimi açmadım.
"Abi! Yengeme bir şey mi oldu?"

"Yok. Ben odamdayım kimse gelmesin Arif."

"Tamam abi."

Seslerini zar zor duyuyordum. Bir kapı açılma ve kapanma sesi kulaklarıma doldu.
"Aç gözlerini Dila."
Usulca gözlerimi açtığımda bakışlarım oda da dolandı. Siyah koltuklarla dekore edilmiş, siyah masa ve küçük bir kanepe vardı. Burası Araf'ın odası olmalıydı.

"Araf."
Dikkatle beni izlerken kucağında oturuyor olmamı umursamıyordum. Şuan bunu takacak halde değildim.
"Yapmadım de."
Yutkunarak gözlerini kapatarak fısıldadı.

"Yaptım Dila, ben buyum."

Gözlerim acıyla tekrardan doldu. Böyle bir adam olması ona zarar verirdi.
"Yılan...yılan peki? Onun anlamı ne?"
Parmak uçlarımla yılan dövmesini okşadım.

DelikanlıWhere stories live. Discover now