39. Bölüm "Düğün"

23.2K 1K 121
                                    

"Dila 2 saat oldu be güzelim yeter artık!"

Gözlerimi devirerek keyifle rujumu sürmeye devam ettim. Bu sırada canım sevgilim hâlâ söylenmeye devam ediyordu. Bir kere de söylenmese dişimi kıracaktım. Alt tarafı bir iki saat beklemişti.
"Ulan anlamıyorum alt tarafı bir elbise giyeceksin nasıl iki saat sürebilir! Hayır ben de giyiniyorum. Benimkisi nasıl 10 dakika sürüyor?"

Mavişim benim, hâlâ kadınların hazırlanmasının asla kolay kolay bitmeyeceğini anlayamamıştı...Ne yapalım o da akıllanmaz bir mavişti..

Üzerimdeki kırmızı saten pijamalarımı çıkartarak siyah hafif göğüs dekoltesi ve yırtmacı olan elbisemi üzerime giyerek aynanın karşısına geçtim. Elbise tahmin ettiğimden daha çok yakışmıştı. Tam da istediğim gibi vücudumu saymış göğüslerimi daha dolgun göstermişti.

Bugün düne nazaran makyajımı yoğun tutmuştum. Siyah buğulu bir göz makyajı ve kırmızı dudaklar..Araf'ın hassas noktasını kullanma zamanıydı. Saçlarıma ıslak bir görüntü vererek arkaya doğru taramış köprücük kemiklerimin ortaya çıkmasını sağlamıştım.

Elbisemin arkasını kapatması adına sevimli olduğunu düşündüğüm bir ses tonumla Araf'a seslendim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Elbisemin arkasını kapatması adına sevimli olduğunu düşündüğüm bir ses tonumla Araf'a seslendim.
"Sevgilim! Gelir misin?"

"Geliyorum bebeğim."

Az öncekine nazaran yumuşak çıkan sesiyle birlikte kapıyı açarak içeriye girdi. Gözleri aheste aheste aşağıdan yukarıya üzerimi süzdüğünde bakışları dudaklarımda takılı kaldı. Keyifle sırıtarak üzerini inceledim. Bugün beyaz gömlek giyinmişti. O kadar nadir beyaz gömlek giyiniyordu ki...Mavişime beyaz çok yakışıyordu.

Üzerine giyindiği siyah smokin ona fazla yakışmıştı. Özenle arkaya doğru taradığı saçlarına ve yeni kesilmiş sakallarına bakarak derin nefes verdim. Yine çok yakışıklıydı. Mavi gözleri sessizce beni izlerken kendime gelmek istercesine silkelenerek başımı yana doğru yatırdım ve gözlerimi kırpıştırdım.

"Fermuarımı çeker misin delikanlı?"
Merakla suratına baktığımda zorlukla yutkunarak derin nefesler alıp yanıma doğru adımladı. Aheste aheste yürüyerek önemde durduğunda arkamı dönerek fermuarımı çekmesini bekledim. Ne kadar belli etmek istemesemde hızlanan nefeslerim kulağına ilişiyor onunda nefeslerinin hızlanmasına neden oluyordu.

İki ergen gibiydik, ne zaman birbirimize yakınlaşsak nefesimiz sekteye uğratıyor, bizi sudan çıkmış balığa döndürüyordu.

Aklıma büyüklerle akşam yemeğine gittiğimiz ilk gece geldi..

O zamandaki gibi içimde bir heyecan olumuştu. O bana her yaklaştığında içimde tarif edilmez bir heyecan oluyordu. Damarlı elleri büyük bir yavaşlıkla fermuarımı çekerken kolunu belime bir yılan misali doladı ve başını boynuma doğru yaklaştırarak gözlerini kapadı. 

Dudakları büyük bir yavaşlıkla boynumda gezinmeye
başladığında gözlerimi kapatarak belimdeki koluna elimi yasladım. Yavaşça beni kendine doğru çevirerek dudaklarını boynumdan ayırmadan köprücük kemiklerime yöneltti. Titreyen ellerimi boynuna dolayarak ondan düşmemek adına güç aldım yoksa büyün ihtimalle yere yığılacaktım.

DelikanlıWhere stories live. Discover now