60. Bölüm "Junior Kozcu..."

14.4K 879 54
                                    

"Abimle yengem geliyor be!!"

Saraydan çıkmamızla birlikte dışarda bizi bekleyen adamlarımız bizi görür görmez şiddetle alkışlamaya başladığında kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Araf duraksayarak onlara bakarken dudaklarım yukarıya doğru kıvrıldı. Özgürle Arif asla kendilerinden taviz vermeyerek kollarını birbirlerinin omzularına atmış tepiniyorlardı.

"Mahalleye girdi! Krala tutuldu! Kraliçe oldu! Dila kozcuu Dila Kozcu! Oleeey!"

İnanamıyorum, bana serenat mı yapıyorlardı onlar?
Kıkırdayarak Araf'a döndüğümde bana serenat yapmalarından hoşlanmamış olacak ki kaşlarını çatarak öfkeli gözlerle Özgürle Arife bakıyordu.
"Lan siz benim karıma serenat mı yapıyorsunuz!"
Araf'ın kükreyen sesiyle birlikte Özgürle Arif anında tepinmeyi bırakmıştı.

Sırıtmamak için büyük bir savaş vererek dudaklarımı dişlerimin arasına aldım.
İkiside Araf'a karşı başları öne eğik duruyor kaçamak bakışlarla ona bakmaya çalışıyorlardı. 

"Abi yani,"

"Lan buraya adam öldürmeye geldik yaptığınız şeye bak!"

Adam haklı beyler dağılın..

Benim kocam her zaman haklıydı sonuçta değil mi?
Süt dökmüş kedi gibi başları önünde duran korumalara dönerek başıyla içeriyi işaret etti. 
"Emre, Ali, Malik siz üçünüz içerideki yavşağı halledin. O arada sizde şu bahçedeki leşleri temizleyin."

Araf'ın emriyle başlarını sallayarak koşarcasına yanlarımızdan ayrılırlarken Araf elimi bırakmadan Arifle Özgür'ün yanına doğru yürüdü.

"Bir sıkıntı çıkmadı değil mi? Magazin felan,"
Magazincilerin böyle bir şeye kalkışacak kadar cesaretlerini olduklarını asla düşünmüyordum. Arif başını olumsuz anlamda sallayarak cebinden bir sigara çıkarıp yaktı.

"Yok abi siz içeriyi hallederken biz de diğerlerinin adamlarına çaktırmadan şerefsizin köpeklerini hallettik."
Güzel, her şey kusursuz bitmişti. Araf'ın dudakları keyifle yukarıya doğru kıvrıldı. Her şeyin kusursuz ilerlemesini en çok o istemişti, bir olay çıkmadan Aral'ın işini halletmemiz onu rahatlatmıştı. 

"Yenge sen normalde silah kullanmazdın."
Arif'in şaşkın sesiyle birlikte gözlerimi imayla Araf'a değdirdim.
"Abin o herife işkence için bile olsa elimi sürmemi istemedi Arif."

Arif hınzır sırıtmasıyla birlikte sigarasından derin bir nefes alarak Araf'a döndü. Arif'i sigara içerken nadir gördüğüm anlardan bir tanesiydi. Normal zamanda yanımda pek sigara içmezdi.

"Kıskandın mı abi?"

"Sanane lan gevşek, nerede bu araba?!"
Araf her zaman yaptığı gibi hiddetlenerek Arif'e çatarken bu haline alışkın olan Arif Özgüre işaret verdiğinde koşarcasına arabayı getirmeye gitmişlerdi.

Onların gitmesiyle birlikte Araf belime sıkıca sarılarak ona dönmemi sağladı. Ellerim omuzlarına tutunurken parıl parıl parlayan mavileri aheste aheste yüzümün her zerresini izledi.

"Sana daha ne kadar hayran olabilirim bilmiyorum... Sen benim gözümde, bu dünyadaki tek kraliçesin. Benim kraliçem. Ve bunu bilmek bile beni o kadar gururlandırıyor ki her hareketine, her duygularına, her iki tarafına da çok aşığım. Öyle çok ki bu aşk benim yaşamama sebep olan tek şey."

Araf Kozcunun kendisi gibi sözleri de büyüleyiciydi.
Benim delikanlım öyle bir şeydi ki ona hayran olmamak elde değildi. Masmavi gözlerine, sert çehresine, güzel gülüşüne kurban olduğum...Sağ elim usulca kirli sakallarıyla kaplı olan yanağını buldu,

DelikanlıWhere stories live. Discover now