24. Bölüm "Acı fısıltı"

37K 1.4K 135
                                    

Gözlerindeki pırıltılarla inanmayan gözlerle bana bakıyordu. Onun ismini kalbimde taşımak istiyordum. Heyecanla sesli bir şekilde yutkunduğunda gülümsemem iyice büyüdü. Heyecanlanması...Çok hoşuma gidiyordu.
"Araf."

Benim sesimle kendine gelirken ciğerlerine derince kendine gelmek ister gibi bir nefes çekti.

"Sen ciddi misin?"

"Hemde çok, hadi başlayalım."
İnanmayan gözlerle bana bakmaya devam ederken heyecanıma karşı kıkırdayarak saçlarımın arasına bir öpücük kondurup ayağa kalkarak iğneyi ayarlamaya başladı. Koluma dövme yapılırken acıdan kendimden geçmiştim şimdi eminim kolumdan da beter halde canım acıyacaktı.

"Demek adım kalbinin üzerinde olacak.."

İnanmazca ve hayranlıkla konuşması beni keyiflendiriyordu. Onu kendime hayran etmek hoşuma gidiyordu.
"En başından olması gerektiği gibi."
Yanıma gelerek ayarladığı yazı tipini kalbimin üzerine yapıştırıp sıcak parmaklarıyla hafif hafif bastırarak geri çekti. Mavi yazıyla kalbimin üzerinde eğik bir yazı tipiyle Araf yazıyordu. Birazdan çizmeye başlayacaktı ve canım acıyacaktı.


"Canın acıyacak."
Sıkıntıyla yüzüme baktığında her ne kadar canımın acımasından korksamda ona belli etmeyerek saçlarını severek omuz silktim. Yüzündeki eşsiz gülümsemesiyle beni sakince izledi.
"Acısın, o yazıyla birlikte sen benim hep yanımda olacaksın."

"Başlıyorum o zaman?"
Kararımı hem değiştirmekten korkuyordu hemde canımın yanmasından ama ben bu dövmeyi istiyordum. Gerginliğimi ona belli etmemeye çalışarak derin bir nefes aldım. 
"Başla."
Aletin vücuduma değmesiyle canım acımaya başlamıştı. Kolumdan daha çok acıyacağı belliydi. Dişlerimi kırarcasına sıkarak acıdan dolan gözlerimi saklamak adına sıkıca gözlerimi yumdum.

Yine acıdan kendimden geçmiş defalarca kez Araf'ı durdurmuştum. Bana her ne kadar burada bitirelim dese de inatla hayır demiş yaptırmaya devam etmiştim. Kaç zaman geçti bilmiyorum ama iğneyi geri çekmesiyle birlikte acıdan uyuşmuş bedenimle birlikte gözlerimi araladım. Kendimiz fazla kasmıştım.

Araf hayran bakışlarıyla dövmeye baktığında yanındaki aynayı sessizce bana doğru uzatmıştı. Heyecanla ve merakla aynayı açıkta kalan göğsüme tutuğum da gördüğüm Araf yazısıyla hayranlıkla dövmemi inceledim. Tek kelimeyle muhteşemdi. Gözlerimi hiç o yazıdan çekmemek istedim.

Adın ne de çok yakışmıştı kalbime delikanlı.

"Çok, çok yakıştı sevgilim. İsmim kalbine çok yakıştı."

Gözlerimi zorlukla çekerek mavilerine döndüğümde büyük bir yavaşlıkla açıkta kalan göğsüme doğru eğilerek dudaklarını kalbime bastırdığında nefesimi tutmuş bir şekilde Araf'ı izledim. Bu dövmeyi benden daha da çok sevmişti.
"Kalbini sevdiğim kadın."
Yavaşça geri çekilip dudaklarını dolgun dudaklarıma bastırdı. Afallayarak elimi ensesine doğru attım.

"Dudaklarını sevdiğim kadın, her zerresine taptığım kadın."

Bu adama hayran olmamak elde değildi. Sözleri etkileyiciydi, aşık edilesiydi. Ama bu sözleri bir tek bana edebilirdi, başkasına haram. Edemezdi, o dilini kökünden sökerdim. Ensesindeli elimle birlikte aniden kendime çekerek burnumu kışkırtıcı bir yavaşlıkla burnuna sürtüp fısıldadım.
"Bu sözleri sadece, ama sadece bana diyebilirsin Araf Kozcu. Başkasına bu sözleri dersen eğer senin o dilini keserim. O kız da kendi kendinin ölüm fermanını imzalar."

"Ulan Dila,"
Kahkaha atarak başını boynuma gömerken bundan hoşnut olurcasına kıkırdayarak elimi saçlarına attım. Saçlarıyla oynamayı çok seviyordum. Belimdeki ellerini sıkılaştırarak sıcak boynuma sayısız öpücükler kondurdu.

DelikanlıWhere stories live. Discover now