56. Bölüm "Aral Altun"

13.4K 856 75
                                    

Akşam üstü Arafla birlikte evimize geçerek özene bözene hazırlanmış yeniden kuyu'ya dönmüştük. Bugün büyüklerle toplantımız vardı. Masa bu sefer Aral Altun için kuruluyordu.

Bedenimi bir sarmaşık misali saran askılı kırmızı saten elbisem Araf'ı çıldırtsa da tenime ilişen gözleri dövememe baktıkça sakinleşiyordu. Benim kıskanç kocam kendi ismiyle sakinleşebilecek kadar deliydi...Bazen kendi kendine kafasında ne kuruyorsa sinirleniyor sonra benimle göz göze geldiğinde anında mavi gözlerindeki fırtınaları dindiriyordu.

Araf her zamankinden farklı giyinerek bu gece beyaz gömlek giymeyi tercih etmişti. Bu her ne kadar hoşuma gitmese de erkeklerin içinde olacağımız için sıkıntı çıkarmıyordum. Kıskanç damarlarım kanımı kaynatıyordu sanki..Birisi bu adama beyaz gömleği yasaklamalıydı.

En son onu düğünümüzde beyaz gömlekle görmüştüm, ve o gömleği zevkle kendi ellerimle çıkartmıştım. Şimdi, bu gömleği de çıkartmak için can atıyordum...

Elimde tuttuğum aynaya dikkatle bakarak kırmızı rujumu sürdüm. Sanırım bu üçüncü defa sürüşümdü. Araf Kozcu her defasında itinayla rujumu bozmuştu...Bitmeyen kırmızı ruj kavgamızı kazanan tabi ki ben olmuştum.

"Dila'm."
Aynayı masanın kenarına bırakarak Araf'a doğru döndüğümde bakışları yine üzerimi süzdü. Gözleri en son gözlerimde durduğunda usulca gülümseyerek iç çekti.

"Geldiler, aşağıda bizi bekliyorlar."

İstemeye istemeye koltuktan kalkarken gözüme Araf'ın çerçeveletip masanın en güzel köşesine koyduğu düğün fotoğrafımıza baktım. Bir elim yanağına yaslı dururken alınlarımız birbirine yaslı burunlarımız birbirine sürtülü ışıldayan gözlerle birbirimize bakarak gülümsüyorduk....

Bu en sevdiğim fotoğrafımızdı...

Araf usulca yanıma doğru yaklaşarak arkamdan belime sarıldığında sırtımı sert göğsüne yasladım. Çenesini omzuma yaslarken boynuma sıcak dudaklarını bastırdı.
"Hayatımın en özel, en güzel günüydü.." diye mırıldandığımda iç çekiş sesi kulaklarıma doldu.

"Benim de sevgilim, o gün benim en özel anımdı. Karım olduğun gün....Benim ailemin olduğu gündü." dedi ve boğuklaşan sesiyle konuşmaya devam etti. "En tutkulu, en özel anları yaşadığım gün..."

Gözlerim kapanırken dudakları yavaş yavaş köprücük kemiklerime doğru yol almaya başlamıştı. Belimdeki ellerine sıkıca tutunurken elbisemden içeri giren diğer eli bacağımı bir sarmaşık misali sarmalamıştı. "Araf" dedim uyarırcasına fakat o beni takmadan dudaklarıma doğru yol aldı.

Kadınlık damarlarım kendini belli ederken yüzünü ellerimin arasına alarak dudaklarına yapıştım. Bedenimi hiç beklemeden kucaklayarak masaya oturturken onu daha da çok kendime çekmiştim. Öpüşü beni kendimden geçirirken ellerim saçlarına doğru tırmandı.

Durmamız lazımdı...Acilen durmamız lazımdı. Çalan telefon sesiyle Araf dudaklarımın üzerinde sert bir nefes verirken kendini istemeye istemeye geriye doğru çekmişti. Hızla inip kalkan göğüslerimiz birbirine çarparken az önce yaşadığımız şeyin aklıma gelmesiyle Arafa bakarak kıkırdadım.

Sırıtarak elini enseme atıp alnıma bir öpücük kondururken dudağımdaki kırmızı ruja bakarak başını onaylamazca salladı.
"İnatla şu kırmızı sürüyorsun..." diye hayıflanırcasına konuştuğunda kıkırdamam kahkahaya dönmüştü. Dudaklarını alt dişine geçirmiş sessizce beni izlerken kulağıma doğru eğildi.

"Bu gece, kırmızılara karıştığın elbiseni zevkle çıkaracağım karıcığım." diyerek fısıldadığında kalbim olabildiğince daha da hızlandı. Elimden tutarak beni masadan indirirken kapıya doğru yürümeye başladı. Ah, bu adam benim gerçekten sonum olacaktı...

DelikanlıWhere stories live. Discover now