Mesaj

1.7K 145 181
                                    

Saat yedi buçuk olduğunda yatakta doğruldum ve Ertan'ı yavaşça dürttüm.

"Ertan."

"Salla toplantıyı. Gel uyumaya devam edelim."

Sanki uyuyabildim.

"Duşa girip kahvaltı yapıncaya kadar evden çıkma vaktin gelir. Diğerlerini bekletme."

Ertan istemeyerek yatakta doğrulduğunda "Günaydın." dedim.

"Günaydın Lavanta'm."

"Dün gece giremedin, şimdi git gir duşa."

"Önce günaydın öpücüğü istiyorum." dediğinde ne kadar bıksam da gülümsedim ve dudağına bir buse kondurdum.

"Hadi git."

"Bu anca yataktan kalkmama yarar. Banyoya gidemem bu öpücükle."

"Bazenleri farklı iki kişiliğin var sanıyorum. Biri bana biri diğerlerine."

"Karıma özel davranmamdan normal başka bir şey yok bence."

"Tabii ki yok ama kişiliğinin bu kadar değişmesi... Hayret verici."

"Sana asla sert davranmam bebeğim." diyerek yanağımdan öptüğünde gülümsedim.

"Hadi gir duşuna."

Ertan lafımı ikiletmeden duşa girerken yatağımızı topladım.

Zengin olmasına rağmen bilgi sızdırma ve bana zarar verme ihtimali yüzünden hizmetçi tutmayan Ertan'a içimden bir kez daha küfrettim.

Düşmanların hizmetçi kılığında aramıza adam sokabilir diye tüm ev işlerini ben mi yapmalıyım?

Kapıyı çalma gereği duymadan banyoya girdim ve ayna karşısında bakım yapmaya başladım.

"Lavanta." diyen Ertan'a dönmeden "Efendim." dedim.

"Buğra hiç dikkatini çeken tuhaf bir hareket yaptı mı?"

"Düşüneyim biraz... Spor çıkışı fast foot yemesi sayılır mı?"

Ertan gülerek "Tuhafmış ama benim bahsettiğim daha farklı şeyler." dedi.

Sanki anlamamışım gibi "Ne gibi şeyler?" diye sordum.

"Buğra polis akademisinde okumuş."

"Yani o bir polis mi?"

"Karakolda çalıştığına dair herhangi bir bilgi yok."

"Öyleyse mesleğini değiştirmiş."

"Olabilir ama sen yine de dikkat et."

"Bu biraz tuhaf olacak. Sonuçta o benim arkadaşım."

Ertan duşakabinin kapısını açtıktan sonra kafasını dışarı çıkardı ve "Sen hiç bu adama benim işler hakkında bir şey söylemiş miydin? Ya da bir şeyi açık ettin mi?" diye sordu.

"Senin hakkında fazla konuşmuyoruz."

"Emin misin?" diye soran Ertan ile ellerimi arkada birleştirdim ve "Belki seninle ilişkimi sık sık anlatıyor olabilirim." dedim.

Ondan bahsediyor olmam onu gülümsetirken "Bugün benimle toplantıya gelir misin?" diye sordu.

"Emin misin? Sizin toplantılarınıza daha önce gelmemiştim."

"Çetin senden şüpheleniyor ve bugün toplantıda bu konu da görüşülecek. Yanımda olman daha iyi olur."

"Sen nasıl uygun görüyorsan öyle yapalım."

En sonunda ben de toplantılarına gidecektim.

Kaç senedir bu anı bekliyordum.

"Tamamdır. Sen hazırlan. Sonra çıkarız."

"Kahvaltı?" dedim sorarcasına.

"Yolda yaparız."

"Tamam."

Ertan geri duşakabinin kapısını kapatırken içeri geçip hazırlanmaya başladım.

O sıra telefonuma gelen mesaj ile merakla telefonumu açtım.

"İndirim Kutusu Başladı! 350 TL ve Üzerine 50 TL, 510 TL ve Üzerine 100 TL veya 1000 TL ve Üzerine 200 TL İndirimden Dilediğini Seç, Alışverişe Başla! İndirim Kodu: SERİ3 Son Gün: 28 Ağustos"

Bu bizimkilerden gelen gizli bir mesajdı.

28 Ağustos bugünün tarihi idi. Bugün buluşmam vardı.

İndirim kodundaki rakam yazı içindeki bakmam gereken sayıyı söylüyordu.

Üç.

Üçüncü sayı beş yüz on.

Beşi on geçe buluşma vardı ama nerede?

Mesajın geldiği markayı internete yazıp arattım.

Koordinatlarına ulaştığımda şifreyi çözmeye başladım.

20°56'15.47″S, 164°39'30.56″E.

Koordinat ikiyle başlıyordu.

İkinci harfe gittim.

E

Alfabede beşinci harf.

Koordinatta üç tane beş sayısı var.

Üç sokak ötedeki tenha sokaktan bahsediyor olmalılar.

Telefonumu kapatıp çantama koyarken Ertan duştan çıkmıştı.

Islak vücuduyla arkamdan sarıldığında teşekkür ettim.

Ertan gülerek boynumdan öptü ve "Seni seviyorum." dedi.

"Ben de."

Ben de kendimi seviyorum.

*****

Bu arada koordinatlar sallamasyon değil, siz deneyin diye öhm gidip googleye yapıştırın benceee öhm öhm yani bir şey çıkabilir öhm

Kelebeğin YemiWhere stories live. Discover now