Ağlıyorsun

1.6K 149 208
                                    

Akşam yemeği için evden çıkarken kapımın yakınında bekleyen Kağan'a baktım. 

"Muhtarın evini bilmediğimden gitmek için seni bekledim."

"Keşke kapımı çalsaydın, hızlı hazırlanırdım."

"Olsun, zaten ben de yeni indim." 

"Bir arkadaşım daha gelecek. O da gelince gideriz, olur mu?" derken sokağa dönen Buğra göründü.

"Hatta geldi."

Buğra yanımıza geldikten sonra Kağan ile el sıkıştı ve "Aramıza hoş geldin." dedi.

"Hoş buldum."

"Arkadaşım Buğra." diye tanıttım Buğrayı.

"Memnun oldum. Kağan ben de."

"Memnun oldum."

"Öyleyse gidelim. Fatma Teyze'yi bekletirsek bacaklarımızı kırar." dedim. 

Bu dediğime güldüklerinde yürümeye başladık. 

Yaz rüzgarları yüzüme vururken gözlerimi yumdum. 

"Bu havayı çok seviyorum."

"Bu havadan nefret ediyorum." 

Kağan ile aynı anda kurduğumuz cümleler ile birbirimize döndük. 

"Neden sevmiyorsun ki?"

"Yaz olduğu için ince giyiniyoruz ama bir anda rüzgar esmeye başlıyor. Çok adice."

Bakış açısı beni güldürürken "Önlem almalısın o yüzden." dedim. 

Kağan önce benim üstümdeki kolsuz tişörte sonra kendi üzerindeki cekete baktı. 

"Tavsiye vermeden önce kendin mi tavsiyene uysan."

"Beni hasta etmez bu havalar." dememe rağmen Kağan ceketini çıkardı ve omuzlarıma bıraktı.

"Önlem iyidir."

"Teşekkürler."

"Rica ederim."

Aklıma Ertan gelirken tebessüm ettim.

Hava her soğuduğunda sıkı giyinmem için beni tembihlerdi.

Onu dinlemediğimde ise üstümdekileri soyup tekrar giydirirdi.

"Buraya taşınmadan önce ne iş yapıyordun?" diye soran Kağan'a "Yayınevinde çalışıyordum. Genelde yurtdışından çevrilecek kitaplar ile ilgilenirdim." dedim.

"Tatlı bir işmiş. Peki kocan?" diye sordu. 

"Kocamın ailesinden kalan bir mobilya şirketi vardı. Onun başındaydı ve..."

"Ve?"

"Başarılıydı." 

"Bu konuyu açmamam mı gerekirdi?" diye soran Kağan'a "Sorun değil." dedim. 

"Ağlıyorsun."

Anlamayarak elimi yanağıma götürdüm. 

Süzülen gözyaşlarımı fark ettiğimde Buğra'ya baktım. 

"Hamilelikten dolayı hormonları biraz dengesiz." diyerek durumu kurtaran Buğra'ya minnet dolu bakışlarımı attım. 

"Bazı ilişkilerin geride kalması gerekir. Ne kadar güzel olsa da." 

Kağan'ın söylediğini başımla onayladım. 

"Sanırım sen de bir ilişkiden çıktın. Beni anlıyor gibi konuşuyorsun." dedim.

"Eski hayatımda tarif edilemez güzellikte bir kadınlaydım. Her gün onunla uyur, onunla uyanırdım."

"Ayrılma sebebiniz ne?" diye sordu, Buğra.

"Aşkımdan dolayı gözüm kör olmuştu ve onun beni sevmediğini fark edemedim. İlişki meğerse tek taraflı yürümüyormuş."

"Senin adına üzüldüm. Eminim bir gün hak ettiğin değeri alırsın."

"Sağ ol."

Muhtarın evine geldiğimizde hepimiz kendimizi düzeltmiştik. 

Kapıyı çaldım ve geriye doğru bir adım attım. 

Kapıyı muhtarın kızı, Akşın açınca tebessüm ettim.

"Hoş geldiniz, hadi içeri gelin."

Kağan ile birlikte içeri geçtiğimde hala dışarıda olan Buğra'ya baktım.

"Ho...hoş bulduk." diyen Buğra ile Akşın gülerek "İçeri geçmeyi düşünüyor musun?" diye sordu.

"Nereye?"

"İçeri."

"Geçmem gerekiyordu, değil mi?"

"Sanki."

Buğra içeri girdiğinde gülümsedim. 

İşte Buğra'nın beş aydır platonik olduğu o kız.

Mahmut Abi gelip "Hoş geldiniz." dediğinde "Hoş bulduk." dedim. 

"Hanım da tam sofrayı kuruyordu. Hadi bahçeye geçelim." 

Bu köyde sevdiğim özelliklerden biri ise her evin iki katlı ve bahçeli olmasıydı. 

Hep birlikte bahçeye geçtiğimizde Fatma Teyze'ye gülerek "Ben geldim Fatma Teyze!" dedim. 

"Hoş geldin kuzum." 

"Mahmut Bey'e abi Fatma Hanım'a teyze mi? Bence bir karar vermelisin." diyerek bana fısıldayan Kağan'a sessizce "Mahmut Abi, amca dememe kızıyor. Yaşlı görünüyormuş." dedim. 

"Siz fısır fısır ne konuşuyorsunuz? Yemekler soğuyacak." diyen Fatma Teyze ile "Hemen oturuyoruz." dedik. 

Kağan ile yan yana otururken Akşın ile konuşmaya çalışan Buğra'ya baktı. 

Sen ajansın, Buğra. 

Bir kız ile konuşmaya mı korkuyorsun?

Fatma Teyze arkamızdan atlı kovalıyormuş gibi tabaklarımıza çorba doldururken Akşın, "Hayırlı olsun Lavanta." dedi.

"Efendim?"

"Şeyden bahsediyorum." diyerek karnıma baktığında "Ha." dedim. 

"Teşekkürler."

"Ee cinsiyeti neymiş?" diye soran Fatma Teyze ile duraksadım. 

Bunu düşünmedim. 

Toplumda büyütülmesi en kolay hangisi görülüyor?

İkisinin de zorlukları farklı ama eşit seviyede gibiydi.

Ben "Kız." derken Buğra, "Erkek." dedi.

Ben konuşmayınca durumu kurtarmak için söylemişti ama birbirimize uyum sağlayamamıştık. 

"İkiz mi?" diye sordu Akşın.

"Öyle."

Kelebeğin YemiWhere stories live. Discover now