Proje

709 104 67
                                    

Ertan ile bahçede otururken eğitim yapanları izliyordum.

"Annem ve babam bu teşkilatı nasıl söylediniz? Tehlikeli olmadı mı?" diye sordum.

"Amir buranın MİT için yeni bir üs olmaya hazırlandığını, bizim de MİT ajanı olduğumuzu söylemiş. Yani ufak bir yalan ile yırttık."

"Böyle bir olaydan sonra karşılarına çıkacağımda ne diyecekler acaba?" diye düşündüm.

"Hiçbir fikrim yok. Bir de şey..."

"Ney?"

"Ailenle konuşurken karımın isminin Lavanta olduğunu söyledim."

"Ben yaşıyorum diye karşılarına çıktıktan sonra seninle tanıştırdığımda karı koca olduğumuzu zaten biliyor olacaklar yani."

"Biraz öyle."

"Eskiden abimin katilini hızlıca yakalayıp istifa etmek isterdim ama şimdi bu dava hiç bitmesin istiyorum."

"Neden?" diye sordu Ertan.

"Buraya ve arkadaşlarıma alıştım. Onlardan ayrılmak istemiyorum."

"Buraya ben bile alışmadım başladım. Ben alışmaya başladıysam sen neler yapıyorsundur. Sonuçta kaç senedir burada çalışıyorsun."

"Biliyorum. Sadece... Burayı özleyeceğim."

"Özel hayatımızda onları tekrardan görürsün. Olmaz mı?"

"Olur tabii de. Bu zamanlar gibi olmaz."

Ertan, "Şöyle düşün, hepimizin olduğu bir anın oldu. Hem de Kağan şerefsizi sayesinde." dediğinde elini tuttum ve "Yanılıyorsun." dedim.

"Senin sayende böyle bir anım oldu. Herkesin arkamda olduğunu bildiğim, arkadaşlarımın olduğu bir anı."

"Taha'nın Kağan'ı malum yerinden vurduğu bir anı."

Gülerek "Kıpırdanmış sonuçta. Sana zarar verebilirdi." dedim.

Ertan, "Ne demezsin." diyerek gülerken telefonum çaldı.

Arayana baktığımda amir olduğunu gördüm.

Telefonu açtım ve "Efendim amirim." dedim.

"Odama gelir misin Lavanta?"

"Hemen geliyorum."

Amir telefonu kapatınca Ertan, "Ne oldu?" diye sordu.

"Beni odasına çağırıyor. Gitmem gerek."

"Destek olmamı ister misin?"

"Kendim yürüyebilirim. Sağ ol."

Ertan bana tebessüm ederken ayağa kalktım ve amirin odasına gittim.

İçeri girdiğimde "Buyurun amirim." dedim.

"Kapıyı kapat."

Kapıyı kapattığımda amir, "İki, üç senedir bir dava proje çalışıyorum." diye söze girdi.

"Ne projesi?"

"Bu teşkilatı gizli yapan çalışanlarının gizli olması ama geçen günlerde gördük ki bir ajanımız ifşa olsa dahi görevine devam etmeyi başarabiliyor."

"Sanki beni projeniz her neyse örnek olarak işe geri almış gibisiniz."

"Sebepler arasında vardı."

"Sağ olun."

"Projeme geri dönelim. Teşkilatta ajanlarımıza yeni bir hayat sunulsa da geçmiş hayatlarını ellerinden almış oluyoruz."

"Evet, öyle."

"Bu da senin gibi birçok yetenekli ajanımızı kaybetmemize neden oluyor. Ben de bu yüzden ajanlarımızın eski hayatlarını ellerinden almamayı planlıyorum."

Tereddütle "Bu nasıl olur?" diye sordum.

"Sadece iş ve özel hayatını ayrı tutmayı bilmeniz gerek. Böylece ajanlarımız iki hayat birden yaşayabilecek."

"Ajan oldukları öğrenilen insanların çevresindekiler daha fazlasını öğrenmek istemez mi?"

"Yine teşkilatımızın yeri, işleyişi, imkanları gibi bazı konular sır kalacak. Sadece gerçekliğimizi kabul edip ajanlarımıza diğer hayatlarını geri vereceğiz."

Merakla "Peki bunu bana neden anlatıyorsunuz?" diye sordum.

"Birçok sebebi var. Birincisi işten ayrılmaya niyetlenen en yakınımdaki ajan sensin. İkincisi yaralandığın için saha görevine çıkamıyorsun, bana bu görevde yardım edebilirsin. Üçüncüsü kocanın şirketinde gözüm var."

"Nasıl?"

"Yayınevinde olduğu gibi şirkete de ajanlarımız sızacak. Böylece orası yeni iletişim adresimiz olacak."

"Bunu Ertan ile konuşmam gerek. Ona danışmadan bir şey diyemem."

"Tabii ki öyle. Sadece bunu bir düşün. İstifa etmene gerek kalmayacak ve ailenle vakit geçirebilirsin."

"Ertan'a konuyu ilk fırsatta açacağım."

"Sağ ol ajan."

"Başka bir şey var mı amirim?"

"Yok, çekilebilirsin."

"Emredersiniz."

Odasından çıktığımda mutluydum.

Hayallerimin çalınmış olsa da yeni hayallere yelken açabiliyordum.

Kelebeğin YemiWhere stories live. Discover now