Silah

756 103 36
                                    

Kağan, bıçağı bana saplamak için savurmuştu ki bileğini tutup büktüm. 

Bıçak yere düşünce uzaklaşsın diye tekmeledim.

"Seni o gün öldürmeliydim." diyen Kağan'a "Öyle başına dert olmazdım, haklısın." dedim ve karnına tekme atmaya çalıştım. 

Kağan ayak bileğimi yakaladıktan sonra beni düşürmek için sertçe çekerken numarasına kanmadım ve kollarım yüz seksen derece olacak şekilde yerden destek aldım.

Kağan ne yapacağımı anlamazken yere basan ayağım ile yüzüne tekme attım. 

Kağan'ın eli gevşediğinde diğer ayağımı kurtarıp ona çelme taktım. 

Sırtüstü düşerken beni de çekmişti. 

Yüz üstü yanına düştüğümde hızla ayağa kalktı ve yüzüme tekme attı. 

"Her şeyin bir karşılığı vardır. Aynı kardeşimi öldüren abini öldürmem gibi."

"Sinirle ayağa kalktım ve abimi öldüren seni de ben öldüreceğim!" dedim.

"Gel hadi." diyerek savunmaya geçen Kağan'a yumruklar atmaya başladım. 

Aynı zamanda konuşmaya başladım.

"Hanımefendi, kocanız dışarıda arkadaşlarımın yanında. Evden çıkarsanız size yardım ederler." 

"Hanımefendi mi?" diyerek kahkaha atan Kağan'ın ağzının tam ortasına vurdum.

Annem odadan çıkacakken Kağan, "Annene hanımefendi diye seslenmen çok tuhaf Lavanta." dedi.

"Lavanta mı?" 

Annem olduğu yerde kalakalırken "Neyden bahsettiğini anlamıyorum. Seni tutuklar tutuklamaz akıl hastanesine kapattıracağım." dedim.

Kağan beni yere düşürdükten sonra vakit geçirmeden üzerime oturdu. 

"Kaskını çıkaralım mı?" 

Kağan kaskımı çıkarmaya çalışırken "Berna destek ver!" diye bağırdım.

Berna bahçe kapısından içeriye koşarken "Sivili dışarı çıkar." dedim. 

Berna dediğimi yaparken "Sana destek gerekiyor mu?" diye sordu.

"İkimiz de silahsızız. Sorun yok." dedim. 

"Ön taraftan baskın yedik. Yanımızdaki sivili bahçeye göndereceğiz. Berna sen de yanındaki sivili bahçeye gönderip yanımıza gel. Taha sen de sivilleri uzaklaştır."

Berna hızla annemi ve babamı bahçe kapısından çıkartırken üzerimdeki Kağan'a "Seni geberteceğim." dedim. 

"Önce beni üstünden atmalısın." 

"Ben de yalan söylüyorum arada." dedim ve ayakkabımın içinde sakladığım bıçağı alıp Kağan'ın bacağına sapladım. 

Kağan acıyla bağırırken onu üstümden ittim ve ayağa kalktım.

Kağan sinirle bıçağı bacağından çıkardığında "Şimdi senin durumun daha kötü." dedi. 

"Emin olmazdım." dedim ve bıçak yarasına tekme attım. 

Kağan ile tekrar yakın dövüşe girerken aklım annemdeydi.

Kağan'ın dediklerini yalanlayabilirdik. 

Abimi öldürme sebebini ve aslında beni öldürmek istediğini söyledikten sonra beni kendisi öldüremediği için kafayı sıyırdığını, isim benzerliği çıkınca beni o sandığını söylerdik.

Ben değil, Onurlar söylerdi.

"Siviller güvende. Destek için döneyim mi?"

"Sivillerin güvenliğinden emin olamayız. Onları teşkilata götür." dedi Onur. 

"Sen çıldırdın mı? Sivilleri teşkilata götüremeyiz." diyen Berna ile Onur, "Onların ölmesinden iyidir. Bizim ilk görevimiz onları korumak." dedi.

Taha, "Gidiyorum o zaman." dediğinde Onur, "Git." dedi.

"Amir bizi cidden kovacak." diyen Berna ile Onur, "Her şeyi birlikte yapacağız." dedi.

Geri Kağan ile dövüşüme odaklanırken Kağan benden bir adım uzaklaştı.

"Tek yalan söyleyen sen değildin." 

Oluşacak tehlikelere karşı kendimi hazırlarken Kağan belinden silah çıkardı.

Ona yaklaşarak silahı etkisiz hale getirmek isterken Kağan benden yavaşça uzaklaştı.

"Bana seçenek bırakılmamasından nefret ediyorum. Çelik yelek ve kask giymişsin. Seni nerenden vuracağım?" 

Diğerleri de bu soruyu duymuş olmalı ki Onur, "İyi misin Lavanta?" diye sordu. 

Hiçbir şey demeden Kağan'a baktım. 

"Kumar mı oynasak?" diye sorarak silahını ağır yaralanabileceğim başka bölgelerime doğrulturken "Kaybedersen öldürülen sen olursun." dedim.

"Bu kesin değil."

"Ertan ile birlikte eğitim aldın. Beni vurursan sana neler yapabileceğini tahmin edemiyor musun?" diye sordum. 

"Dediğin gibi onunla birlikte eğitim aldım. O zamanlar eşittik lakin o sonradan aşık olarak gücünü kaybetti. Ben ise geliştim."

"Bundan emin olmanın yolları senin için tehlikeli."

Kağan bir anlığına gardını indirince onu düşürüp üzerine atladım. 

Yerde güreşirken ikimizin de tek amacı silahı almaktı. 

Silahı almak için mücadele ederken silah ateşlendi.

Kağan ile göz göze geldiğimde gözlerinde öfke gördüm.

Kelebeğin YemiWhere stories live. Discover now